İmam-ı Taberani Kimdir?

İmam-ı Taberani Kimdir?

Meşhur tefsir, hadis ve fıkıh âlimlerinden. İsmi, Süleymân bin Ahmed bin Eyyub bin Mutayr eş-Şâmi el-Lahmi et-Taberani; künyesi Ebul-Kasım’dır. 873 (H.260) senesi Safer ayında Şam’ın Taberiyye kasabasında doğdu. İsfehan’a yerleşti. 970 (H.360) senesi Zilkâde ayının sonlarına doğru 100 yaşlarında vefat etti. İsfehan şehrinin girişinde Resulullahın Eshabından olan Hammâd ed-Devri’nin kabri yanına defnedildi.

Taberani; Hâşim bin Mürsed et-Taberani, Ebu Zür’a-es-Sekafi, İshâk ed-Debri, İdris el-Attar, Beşir bin Musâ, Hafs bin Ömer, Abdullah bin Mahmud bin Said bin Ebi Meryem, Ali bin Abdülaziz el-Begâvi, Mikdâm bin Dâvud er-Re’yini, Yahya bin Eyyub el-Allât, Ebu Abdurrahman en-Nesai gibi pek çok âlimden ilim öğrendi ve hadis-i şerif rivayetinde bulundu. Kendisinden de; Ebu Huleyfe el-Cemhi, İbni Ukde, Ebu Nuaym el-Hâfız, Ebu Hüseyin bin Fâzişâh, Abdân, Câfer el-Feryâbi, Ebu Abdullah bin Merde el-Hâfız ve daha birçok âlim ilim öğrendi ve hadis-i şerif rivayet etti.

Büyük hadis âlimlerinden olan Taberani hazretleri, güvenilir, sağlam, hadiste hüccet, yani üç yüz binden fazla hadis-i şerifi senetleriyle birlikte ezbere bilen unvanına sahiptir. Onun ilmi ve rivayet ettiği hadis-i şerifler, bütün İslam âlemine yayıldı. Kendisine; “Bu kadar hadis-i şerifi ezberleme bahtiyârlığına nasıl kavuştun?” diye sorulduğunda; “Otuz sene kuru hasır üzerinde uyudum” buyurdu.

İlim tahsili için rahatı terk ederek sade bir hayat yaşadı. Otuz üç sene ilim uğrunda seyahat yaptı. Bu yolda fedakârlıktan kaçınmadı. Her işini Allahü teâlânın rızası için yapar ve insanları Cehennem ateşinden kurtarmak için çalışırdı. Talebelerinden Ebu Abbas Şirazi, Taberani’den üç yüz bin hadis-i şerif yazdığını, güvenilir, sağlam bir muhaddis olduğunu bildirmekte ve hocasının ne derece ilim sahibi olduğunu vesikalandırmaktadır.

Mu‘cemleriyle tanınan hadis hâfızı, Ebü’l-Kāsım Müsnidü’d-dünyâ Süleymân b. Ahmed b. Eyyûb et-Taberânî’nin (ö. 360/971) hayatı…

Safer 260’ta (Aralık 873) Akkâ’da doğdu. Erken yaşta öğrenim amacıyla Şam’daki Taberiye’ye gittiğinden Taberânî diye şöhret buldu. Yemen’den Şam’a göç eden Lahm kabilesine mensup olduğu için Lahmî nisbesiyle de anıldı. Hadisle uğraşan babasının teşvikiyle on üç yaşında iken Taberiye’de hadis dinlemeye başladı. Hadis tahsili maksadıyla 274 (887) yılından itibaren yaklaşık yirmi beş yıl boyunca pek çok ilim merkezine seyahat etti. Kudüs, Remle, Akdeniz kıyısındaki Kaysâriye, Humus, Halep, Tarsus, Dımaşk, Mısır, Yemen, Mekke, Medine, Bağdat, Basra, Kûfe ve İsfahan onun dolaştığı belli başlı yerlerdir.

On yıl sonra tekrar İsfahan’a gitti ve hayatının son altmış yılını burada geçirdi. Taberânî ilim yolculuğu yaptığı elli kadar yeri el-Muʿcemü’ṣ-ṣaġīr’de zikreder (I, 23, 29, 77). Bu özelliğinden dolayı tabakat müelliflerince “rahhâl-cevvâl” sıfatlarıyla anılan Taberânî seyahatleri sırasında birçok kişiden hadis rivayet etti. el-Muʿcemü’l-evsaṭ’ta adlarını sıraladığı hocalarının sayısı 2000’e ulaşmaktadır (Kettânî, s. 135). Hâşim b. Mersed et-Taberânî, Ebû Zür‘a ed-Dımaşkī, Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî, Mutayyen, Ebü’l-Abbas İbn Süreyc, Nesâî, İbnü’l-Cârûd ve Ebû Avâne el-İsferâyînî hocalarından bazılarıdır. Ebû Abdullah İbn Mende, Ebû Nuaym el-İsfahânî, Ebü’ş-Şeyh, İbn Merdûye, Ebü’l-Fazl Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Cârûdî, İbn Fâris onun talebeleri arasında yer alır.

Taberânî, İsfahan’a ikinci defa gidişinde şehrin valisi Ebû Ali Ahmed b. Muhammed b. Rüstem kendisine büyük ilgi gösterdi ve devlet hazinesinden maaş bağladı. Ölünceye kadar bu maaşla geçindi ve 29 Zilkade 360’ta (23 Eylül 971) vefat etti, Hz. Ömer zamanında burada şehid düşen sahâbî Hamâme ed-Devsî’nin yanına defnedildi. Taberânî’nin hadisle meşgul olan Muhammed adında bir oğlu, Fâtıma adında bir kızı vardı. Güzel ahlâkı, ölçülü konuşması ve talebelerine karşı güzel muamelesiyle bilinen Taberânî, Selef akîdesini benimseyerek hayatı boyunca ehl-i hadîsin düşünce çizgisinden uzak çevrelerle mücadele etmiştir (İbn Mende, XXV, 356). Ehl-i beyt’e ve Hulefâ-yi Râşidîn’e büyük saygı duyardı. Bir sohbet sırasında İsfahan Valisi İbn Rüstem’in Hz. Ebû Bekir ile Ömer aleyhinde bazı sözler sarfetmesi üzerine oradan ayrılmış ve bir daha yanına uğramamıştır (Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 916).

ZAMANININ HADİS HAFIZI

Taberânî zamanının hadis hâfızı diye nitelenmiş (İbn Hallikân, II, 407), hadis, ensâb ve tarih bilgisiyle döneminin en önde gelen âlimlerinden olmuştur. Şiî hadis hâfızı Ebü’l-Abbas İbn Ukde, Taberânî’nin bir benzerini daha görmediğini söylemiş, Büveyhî Veziri Ebü’l-Fazl İbnü’l-Amîd de huzurunda gerçekleşen bir müzakerede Taberânî’nin Ebû Bekir İbnü’l-Ciâbî’ye üstün gelmesi üzerine, “Şu an keşke vezir değil Taberânî olsaydım” demiştir (İbn Mende, s. 344, 347).

Son derece zengin bir rivayet malzemesine sahip olan Taberânî’den talebesi Ebü’l-Abbas eş-Şîrâzî 300.000 hadis yazdığını ifade etmiştir. Kendisine bu kadar çok hadis rivayet etmesinin sebebi sorulduğunda Taberânî bu kadar hadisi toplama uğrunda otuz yıl hasır üzerinde yatmaya katlanarak ilmî seyahatler yaptığını söylemiştir (a.g.e., XXV, 336).

Bu birikimi sayesinde İslâm dünyasının çeşitli yerlerinden gelen talebelerin en önemli başvuru kaynağı olmuştur (Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVI, 120). Çok uzun yaşadığı için dedelerle torunların aynı kaynaktan hadis almalarına ve isnadın Resûlullah’a daha kısa yoldan ulaşmasına vesile teşkil etmiştir.

Taberânî kaynaklarda sika, sebt ve âdil olarak nitelenmiş, onun kuvvetli hâfızasına ve dindarlığına vurgu yapılmış (İbnü’l-Cevzî, VII, 54), hadisin “sıdk ve emânet sıfatlarına sahip süvarileri”nden biri kabul edilmiştir (Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 916). Hanbelî mezhebine mensup olan (İbn Ebû Ya‘lâ, II, 49-51) ve müfessir olarak da tanınan Taberânî’nin büyük bir tefsir yazdığından söz edilmektedir (Dâvûdî, I, 205).

Kıraat ilmini Ali b. Abdülazîz el-Begavî ve Ahfeş ed-Dımaşkī’den öğrenmiş, Ali b. Yahyâ b. Abdkûye ve Ebû Nuaym el-İsfahânî gibi âlimlere kıraat hocalığı yapmıştır (İbnü’l-Cezerî, I, 311). Öte yandan bazı âlimlerin eleştirilerine muhatap olmuş, özellikle kendisinden megāzîye dair haberler naklettiği Mısırlı râvi Abdürrahîm b. Abdullah el-Berkī’nin ismini onun kardeşi olan ve kendisine ulaşamadığı Ahmed ile karıştırdığı için talebesi Ebû Bekir İbn Merdûye tarafından tenkit edilmiştir. Ancak Zehebî ve İbn Hacer’e göre Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn adlı eserinde bu karışıklığın farkında olduğunu dile getirmiş ve Ahmed derken Abdürrahîm’i kastettiğini söylemiştir.

Ayrıca bu iki müellif, söz konusu eleştirilerin iyi niyetle yapılmadığı kanaatindedir (Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 916; Lisânü’l-Mîzân, III, 73-74). İsfahanlı hadis hâfızı Kıvâmüssünne et-Teymî de Taberânî’yi eserlerinde ileri derecede münker ve mevzû rivayetlere ve sahâbîlerle ilk nesilleri kötüleyen ferd hadislere yer vermekle suçlamıştır. Ancak Zehebî’ye göre bu durum Taberânî’ye özgü değildir. Nitekim III. (IX.) yüzyılın başlarından itibaren hadis âlimlerinin çoğu, bir hadisi isnadıyla naklettikleri zaman artık o hadisin sorumluluğunun kendilerinden çıktığını düşünmüşlerdir (İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, III, 75).

Yazmış olduğu başlıca eserleri; Mu’cem-ül-Kebir, Mu’cem-ül-Evsat ve Mu’cem-üs-Sagir’dir.

TABERÂNİ’NİN ESERLERİ

107 eserinin bulunduğundan söz edilen Taberânî’nin (İbn Mende, XXV, 359-365) en meşhur kitapları şunlardır:

1. EL-MU’CEMÜ’L-KEBİR

Türünün en geniş hacimli örneği olan eserde aşere-i mübeşşereden başlayarak sahâbe adları yarı alfabetik biçimde sıralanmıştır. Az hadis rivayet eden sahâbîlerin bütün rivayetlerini, çok hadis rivayet edenlerin bir veya birkaç rivayetini eserine almayı düşünen Taberânî (el-Muʿcemü’l-kebîr, I, 51), Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Ömer’in rivayetlerine eserinde yer verirken Enes b. Mâlik, Câbir b. Abdullah, Ebû Saîd el-Hudrî ve Hz. Âişe’nin rivayetlerini zikretmemiş, Ebû Hüreyre’nin rivayetlerini ise Müsnedü Ebî Hüreyre adıyla ayrı bir kitapta toplamıştır.

3. EL-MU’CEMÜ’Ş-SAĞİR

Taberânî, bu eserinde alfabetik olarak sıraladığı 1161 hocasının rivayetlerinden birer veya ikişer örnek kaydetmiştir. Eserde ayrıca müellifin hocalarından nerede ve ne zaman hadis dinlediğine, bazı hadislerin sıhhatine dair açıklamalara, râviler hakkında bilgilere, rivayet şekline ve yolculuk yaptığı yerlere dair ayrıntılara yer verilmiştir (Palabıyık, XIV [2001], s. 199-203). el-Muʿcemü’ṣ-ṣaġīr’in birçok baskısı yapılmıştır (Delhi 1311; nşr. Abdurrahman Muhammed Osman, Medine 1388/1968; Kahire 1968, 1983; Beyrut 1403/1983, 1406/1986, 1995; Mekke 1992). Zehebî bu eserden seçtiği hadislerle el-Erbaʿûnü’l-büldâniyye’sini oluşturmuştur (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût, el-Muʿtemed, Beyrut 1988, I, 40-121).

4. KİTABÜ’L-EVA’İL

itâbü’l-Evâʾil. Tarih boyunca ilk defa yapılan şeylere dair seksen altı rivayeti ihtiva etmektedir.

5. EL-EHADİŞÜ’T-TIVAL

Uzun metinli doksan dokuz hadisi içermektedir.

6. MEKARİMÜ’L-AHLAK

Çoğunluğu merfû 239 rivayetten oluşmaktadır (nşr. Fârûk Hammâde, Rabat 1399/1979; nşr. Ahmed Şemseddin, Beyrut 1409/1989; İbn Ebü’d-Dünyâ’nın Mekârimü’l-aḫlâḳ’ı ile birlikte, nşr. Muhammed Abdülkādir Atâ, Beyrut 1409/1989). Son kısmı eksik olan eser üzerine Suat Koca, Erken Dönem Mekârim-i Ahlak Literatürünün Ahlak-Değer İlişkisi Bakımından İncelenmesi adıyla bir yüksek lisans tezi yapmıştır (2002, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).

7. FAZLÜ’R-REMY VE TA’LİMİH

Altmış rivayeti kapsamaktadır (nşr. Muhammed b. Hasan b. Ahmed el-Gumârî, Mekke 1419). Müjdat Uluçam, Süleyman b. Ahmed et-Taberânî ve Fadlu’r-Remy ve Ta‘lîmih Adlı Cüz’ü ismiyle yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1990, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).

8. KİTABÜ’D-DUA

Eserde Hz. Peygamber’den nakledilen dualara dair 2255 rivayet yer almaktadır (nşr. Muhammed Saîd b. Muhammed Hasan el-Buhârî, Beyrut 1407/1987; Riyad 1429). Ebü’l-Eşbâl Sagīr Ahmed Şâgif, el-Müstedrek adlı çalışmasında (s. 105-120) Kitâbü’d-Duʿâʾyı neşredenin, biyografilerini bulamadığını söylediği seksen kişinin biyografilerinin geçtiği kaynakları göstermiştir (Riyad 1414/1993).

Diğer eserleri şu şekilde sıralanmıştır:

9. Müsnedü’ş-Şâmiyyîn

10. es̱-S̱ülâs̱iyyât.

11. Cüzʾ fîhi ṭuruḳu ḥadîs̱i “men keẕebe ʿaleyye”

12. Men ismühû Aṭâʾ min ruvâti’l-ḥadîs̱

13. Kitâbü’s-Sünne

14. ez-Ziyâdât fî Kitâbi’l-Cûd ve’s-seḫâ

Taberânî’nin bugün sadece adları bilinen eserleri dışında yazma halinde bulunan kitapları şunlardır: Cüzʾ fîhi mâ inteḫabehû Süleymân li’bnihî Ebî Zer; Eḥâdîs̱; Erbaʿatü mecâlis min mecâlisi’ṭ-Ṭaberânî. Ebû Zekeriyyâ İbn Mende, Cüzʾ fîhi ẕikrü Ebi’l-Ḳāsım Süleymân b. Aḥmed eṭ-Ṭaberânî (Menâḳıbü’ṭ-Ṭaberânî) adıyla bir risâle kaleme almış (bk. bibl.), burada Taberânî’nin biyografisine, menkıbelerine, rüyalarına, ilmî ve ahlâkî şahsiyetine ve eserlerinin listesine yer vermiştir. Onun ilmî kişiliği üzerinde Mustafa Gündoğdu bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır.