Recep T a y y i p Erdoğan Kimdir? Biyografisi

Recep T a y y i p Erdoğan Kimdir? Biyografisi

Recep T a y y i p Erdoğan (d. 26 Şubat 1954; Beyoğlu, İstanbul), Türk siyasetçi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanı, Türkiye’nin 12. ve günümüzdeki cumhurbaşkanıdır. 2003-2014 yılları arasında 11 yıl Türkiye başbakanlığı yapan Erdoğan, iki dönemdir Türkiye cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmektedir. Cumhurbaşkanını halkın seçmesini onaylayan anayasa değişikliği referandumu sonrasında 2014 yılında gerçekleştirilen seçimle doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştur. 2018 yılında gerçekleştirilen seçimle ikinci defa cumhurbaşkanı seçilmiştir. 2023 seçiminde Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olmuştur.

1994 ve 1998 yılları arasında Refah Partisi’nden İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevini yürüttü. Kurucuları arasında yer aldığı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 13 yıl boyunca genel başkanlığı görevini sürdürdü, 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu sonrası tekrar Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı oldu. Genel başkanlığı sırasında 2002, 2007, 2011 ve 2018 genel seçimlerinde partisi, birinci parti olmuştur.

1976 yılında Millî Selamet Partisi Beyoğlu gençlik kolu başkanlığına ve aynı yıl İstanbul il gençlik kolları başkanlığına seçilen Erdoğan, Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu’ndan 1981 yılında mezun oldu. Millî Selamet Partisi’nin 1981’de kapatılması sonrasında, 1983’te kurulan Refah Partisi ile siyasi hayatına devam etti. 1986 milletvekili ara seçimlerinde milletvekili, 1989 yerel seçimlerinde ise Beyoğlu belediye başkanı adayı olarak seçimlere girse de her iki seçimde de seçilemedi. Milletvekili adayı olduğu 1991 genel seçimlerinde ise milletvekili olmasına rağmen tercihli oy sistemi sebebiyle Yüksek Seçim Kurulu milletvekilliğini iptal etti. 1994 yerel seçimlerinde elde ettiği %25,19’luk oy oranı ile İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildi. 6 Aralık 1997’de Siirt’te düzenlenen bir açık hava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler sebebiyle “halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle kendisine açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Belediye başkanlığı görevinden ayrılarak 26 Mart 1999’da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999’da tahliye edildi.

14 Ağustos 2001’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı ve partinin genel başkanlığına seçildi. Parti, girdiği ilk seçimler olan 2002 genel seçimlerinde %34,43’lük oy oranı ile Abdullah Gül’ün başbakanlığında 58. hükûmeti kurarken, siyasi yasağı süren Erdoğan seçimlere girememişti. Siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yasa değişikliği talebinin uygulamaya girmesiyle siyasî yasağı kalktı. 9 Mart 2003’te gerçekleştirilen ara seçimlerde Siirt milletvekili olarak meclise girdi. Başbakan Gül’ün istifasını sunmasıyla, 14 Mart 2003’te başbakanlık görevine geldi. Genel başkanlığını yürüttüğü Adalet ve Kalkınma Partisi, 2007 genel seçimlerinde oyların %46,58, 2011 genel seçimlerinde ise oyların %49,83’ünü alarak Erdoğan’ın başbakanlığında sırasıyla 60. ve 61. hükûmetleri kurdu. Parti ayrıca, oyların %41,67’sini aldığı 2004 yerel seçimleri, oyların %38,39’unu aldığı 2009 yerel seçimleri ve oyların %43,40’ını aldığı 2014 yerel seçimlerinde de en çok oy toplamayı başaran parti konumundaydı. 2007 anayasa değişikliği referandumu sonrasında anayasada yapılan değişiklikle birlikte cumhurbaşkanının ilk defa doğrudan halk oyuyla seçilmesinin önü açılırken, adaylığını koyduğu 2014’te yapılan seçimlerde aldığı %51,79’luk oy oranıyla cumhurbaşkanı seçildi ve başbakanlık ile partisindeki görevinden ayrılarak cumhurbaşkanlığı görevine 28 Ağustos 2014’te başladı.

İlk yılları ve eğitimi

Recep T a y y i p Erdoğan’ın babası Ahmet Erdoğan, Bakatalı T a y y i p olarak da bilinen T a y y i p Efendi’nin oğluydu.[4][5] Recep T a y y i p Erdoğan’ın 11 Ağustos 2004’teki Gürcistan ziyaretinden birkaç ay sonra çıkan haberlerde kendisinin bu ziyaret sırasında “Ben de Gürcüyüm, ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.” dese de[6] de 2007’de NTV’de katıldığı bir programda Türk olduğunu söyledi.[7] OdaTV, 2009’da yayınladığı habere göre dedesinin taşıdığı Bakatalı lakabının, Güney Osetya’nın Tshinvali rayonuna bağlı Bagata köyü olduğu öne sürülmektedir.[8] Murat Ümit Hiçyılmaz, Güneysu Seyahatnamesi adlı kitabında, arşiv kayıtlarına göre Erdoğan’ın ailesinin 450-500 yıldır Yüksekköy köyünde yaşamakta olduğu ve kökenleri Orta Asya’ya dayanan ailenin Kafkasya üzerinden bölgeye geldiği ifade edilmektedir.[9] Doğum tarihi net olarak bilinmeyen Ahmet Erdoğan’ın mezar taşında 1321 (Rumi takvime göre 1905-1906) yazarken, kimlik bilgilerinde 1905 yazmaktadır.[10] Güneysu’dayken Havuli ile gerçekleşen ilk evliliğinden Mehmet (1926-1988) ve Hasan (1929-2006) isimli iki erkek çocuğu olan Ahmet Erdoğan, bir süre sonra İstanbul’a yerleşirken eşini ve çocuklarını Güneysu’da bıraktı.[10] İstanbul’a geldikten bir süre sonra Şirket-i Hayriye’ye girdi ve kıyı kaptanı olarak çalışmaya başladı.[4] Havuli ile olan evliliği devam ederken, Mehmet ile Havva’nın kızı Tenzile Mutlu’dan (evlendikten sonra Erdoğan, 1924-2011) Recep T a y y i p, Mustafa (d. 1958) ve Vesile (d. 1965) adlı üç çocuğu oldu.[4][11][12] Havuli 1980’de vefat edince Ahmet Erdoğan ile Tenzile Mutlu arasında resmî nikâh yapıldı.[13][14] 26 Şubat 1954’te İstanbul’un Beyoğlu ilçesi Kasımpaşa semtinde doğan Recep T a y y i p Erdoğan,[15][16] T a y y i p adını dedesinden, Recep adını ise doğduğu günün Hicrî takvime göre Recep ayına denk gelmesinden dolayı aldığı belirtilse de,[4] doğduğu gün Hicrî takvime göre Recep ayına denk gelmemektedir.[17][18]

Kendisiyle yapılan bir röportajda çocukluk döneminde simit ve su sattığını ifade eden Erdoğan,[19] kendisi hakkında hazırlanan Usta’nın Hikâyesi belgeselinde ise çocukluğunda yaz aylarında gittiği Rize’de çay ve fındık topladığını aktarmıştı.[20] İlkokul eğitimini aldığı Kasımpaşa’daki Piyalepaşa İlkokulu’ndan 1965’te, lise eğitimini aldığı ve yatılı olarak okuduğu Fatih’teki İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden ise 1973’te mezun oldu.[15][21] 2017 yılında okuduğu liseye adı verildi. İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okuduğu dönemde Camialtıspor’da amatör olarak futbol oynadı.[22] İmam hatip mezunlarının üniversiteye girme konusunda uygulanan kısıtlamalar nedeniyle liseyi dışarıdan bitirme sınavlarına girerek fark derslerini verdi ve 1973 Ekim’inde Eyüp Lisesi’nden mezun olarak ikinci bir lise diploması aldı.[23][24][25] Aynı yıl, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne bağlı Aksaray Yüksek Ticaret Okulu’na girdi.[26] Temmuz 1974’te İETT’de geçici işçi statüsüyle işe alınırken, kurumun futbol takımında da futbolculuk yapmaya devam etti.[27] 18 Haziran 1981 tarihli istifa mektubuyla İETT’deki görevinden ayrıldı.[28][29] Bu dönemden sonra bir süre amatör takımlardan Erokspor’da futbol oynadı.[28] 1977-1978 eğitim-öğretim döneminde İstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi bünyesindeki yüksekokullar İstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi, Ticarî Bilimler Fakültesi adı altında birleştirilirken, Erdoğan Şubat 1981’de buradan mezun oldu.[30][31][32] Bu kurum daha sonraları, 1982 Temmuz’unda kurulan Marmara Üniversitesi’ne bağlanarak Marmara Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi adını alırken, Erdoğan’ın diploması da bu kurumdandır.[31][32]

Erken siyasi kariyeri

Erdoğan, Mahmud Abbas ve arkalarında 16 büyük Türk ülkesini temsil eden temsilcilerle (2015)

Lise yıllarında Millî Türk Talebe Birliği’ne girdi.[4][28] 1975’te Millî Selamet Partisi (MSP) Beyoğlu gençlik kolu başkanlığına, 1976 yılında ise Millî Selamet Partisi İstanbul il gençlik kolları başkanlığına seçildi.[33][34] Millî Selamet Partisi’nin 12 Eylül Darbesi sonrasında kapatılmasına kadar bu görevini sürdürdü.[35][36] 1982 Mart’ında zorunlu askerlik görevini yerine getirmek üzere silah altına alındı.[36] Dört aylık acemiliğini İstanbul’un Tuzla ilçesindeki Tuzla Yedek Subay Piyade Okulu’nda yapmasının ardından, kıta hizmetini Kâğıthane’deki 3. Kolordu 6. Piyade Tümeni 77. Piyade Alayı Karargâh Servis Bölüğü’nde kantinlerin idaresinden sorumlu subay olarak gerçekleştirdi.[37][38][39]

19 Haziran 1983’te kurulan Refah Partisi ile siyasete geri döndü ve 1984 yılında Beyoğlu ilçe başkanı oldu.[40] Ertesi yıl düzenlenen genel kongrede merkez karar ve yürütme kurulu üyesi seçilirken, aynı yıl partinin İstanbul il başkanlığına getirildi.[40] 28 Eylül 1986’daki milletvekili ara seçimlerine Refah Partisi’nin İstanbul adayı olarak girse de seçilemedi.[41] 26 Mart 1989’daki yerel seçimlerde Beyoğlu belediye başkan adayı oldu.[41] %22,83 oranında oy toplayan Erdoğan, %29,29 oranında oy alan Sosyaldemokrat Halkçı Parti adayı Hüseyin Aslan’ın gerisinde kalarak belediye başkanı seçilemedi.[42] Sonuç birleştirme tutanaklarında usulsüzlük olduğunu öne sürerek seçim sonuçlarına itiraz eden Erdoğan, İlçe Seçim Kurulu Başkanı 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Nazmi Özcan’a hakaret ettiği gerekçesiyle Özcan tarafından mahkemeye verildi ve 18 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı.[43] Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmalarına katılmayan Erdoğan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.[43] Yaklaşık bir ay sonra, 27 Nisan günü tutuklandı ve bir hafta kadar Bayrampaşa Cezaevi’nde kaldıktan sonra 500 bin lira kefaletle serbest bırakıldı.[44] Mahkeme ise kendisini “hakime hakaret” suçundan altı ay hapis ve 20 bin lira para cezasına çarptırsa da, Türk Ceza Kanunu’nun 72. maddesi gereğince hapis cezası tecil edilerek 920 bin liralık para cezasına çevrildi.[44]

20 Ekim 1991’deki genel seçimlerine Refah Partisi’nin İstanbul 6. bölge 1. sıradan adayı olarak girdi.[45] Seçimlere Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ittifak yaparak giren Refah Partisi,[46] İstanbul’dan %16,73 oranında oy aldı. 19. dönem milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine giren Erdoğan, ilk kez uygulanan seçmenlerin parti milletvekillerini sıralamaya bakmadan tercih edebildiği tercihli oy sisteminde seçmenlerin tercihini ikinci sıradaki aday Mustafa Baş’tan yana kullanması sebebiyle, sonuçların belli olmasından birkaç gün sonra Erdoğan’ın milletvekilliği Baş’a geçti.[47] Sandıklardan Erdoğan’a yaklaşık 9 bin tercihli oy çıkarken, Baş’a yaklaşık 13 bin oy çıkmıştı.[47]

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (1994-98)

27 Mart 1994’teki yerel seçimlerde İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı adaylığı için Refah Partisi; Erdoğan, Ali Coşkun, Nevzat Yalçıntaş, Temel Karamollaoğlu ve Veysel Eroğlu için kamuoyu araştırması yaptırmıştı.[48] 15 Ocak 1994 günü parti başkanı Necmettin Erbakan tarafından Erdoğan’ın İstanbul büyükşehir belediye başkanı adayı olacağı açıklandı.[49] Seçimlerde Erdoğan %25,19 oy oranı alarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçildi.[50] Belediye başkanlığı döneminde 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50’den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi.[51]

Başkanlık dönemine ilişkin olarak 18 dosyadan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde dava açıldı. Bunlardan bazıları Akbil Skandalı,[52] İsfalt,[53] İstaç ve İdo[54] ile ilgili yolsuzluk davalarıdır. Bu davalar, milletvekili olduğunda dokunulmazlığı nedeniyle dokunulmazlığı süresince donduruldu.

Hapis dönemi

Vikikaynak’ta Recep T a y y i p Erdoğan’ın şiir davası hükmü
ile ilgili metin bulabilirsiniz.

6 Aralık 1997’de Siirt’te düzenlenen bir açıkhava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada, Ziya Gökalp’ın 1912 yılında Balkan Savaşı’ndaki Türk askerler için yazdığı “Asker Duası” adlı şiirinin sonradan değiştirilmiş bir sürümünden bir dörtlük okudu.[55][56] Okuduğu dörtlüğün bu şekliyle Gökalp’e ait olduğunu belirten Erdoğan, konuyla ilgili olarak “konuşmamın bütünü incelendiğinde millî birlik ve beraberlik mesajım verildiği görülür” demişti.[57] Daha sonraları Erdoğan’ın okuduğu sürümün, Türk Standardları Enstitüsünün 1994’te çıkarttığı Türk ve Türklük kitabında bulunduğu ortaya çıktı ancak kim tarafından değiştirildiği anlaşılamadı.[55]
Ziya Gökalp’in “Asker Duası” şiirinden bir kıta Erdoğan’ın okuduğu dörtlük

Elimde tüfenk, gönlümde iman,
Dileğim iki: Din ile vatan…
Ocağım ordu, büyüğüm Sultan,
Sultan’a imdâd eyle Yârabbi!
Ömrünü müzdâd eyle Yârabbi!


Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, mü’minler asker
Bu ilâhi ordu dinimi bekler
Allahu Ekber, Allahu Ekber.

Konuşmayla ilgili olarak bir inceleme başlatıldı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Erdoğan’ın konuşmasının yer aldığı görüntüleri inceledikten sonra, Refah Partisi’nin kapatılması istemiyle açılan davayı görüşen Anayasa Mahkemesi Başkanlığına iletti.[58] Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Erdoğan hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesine göre “halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçlamasıyla hazırladığı iddianamesini 12 Şubat 1998’de tamamladı.[59] Bir yıldan üç yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Erdoğan’ın yargılanmasına 31 Mart 1998 günü başlandı.[60] 21 Nisan 1998’de sonuçlanan dava, Erdoğan’ın iddianamede bahsedilen suçu işlemesiyle sonuçlandı ve Erdoğan’a bir yıl hapis ile 860 bin TL ağır para cezası verildi. Daha sonra kendisini duruşmadaki hâli ve tavrı göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176 milyon 666 bin 666 TL para cezasına çevrildi.[61] 3 Haziran’da açıklanan gerekçeli karara göre Erdoğan, “Siirt’te yaptığı konuşmayla dindar ve dindar olmayan diye bölünen kesimler arasındaki gerginliği canlı tutmayı amaçlamakta”ydı. “Bunları inanç birliği maksadıyla söyledim” şeklindeki ifadesinin inandırıcı bulunmadığı belirtilirken, “benim referansım İslam’dır” diyerek topluluğu inanan ve inanmayan olarak ayırdığı belirtildi. “Cezanın ertelenmesine yer olmadığı” ibaresinin de yer aldığı kararın bir aykırı oya karşılık oy çokluğuyla alındığı ve Yargıtay’a başvurulabileceği kaydedildi.[62] Mahkemenin aldığı karar 23 Eylül’de Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından, bire karşı dört oyla onaylandı.[63] Kararın ardından kendisine siyasi yasak getirilen Erdoğan, herhangi bir partiyle birlikte veya bağımsız olarak herhangi bir seçime katılamayacaktı.[63] 25 Eylül’de Yargıtay tarafından açıklanan gerekçeli kararda Erdoğan’ın söylemlerinin “savaş çağrısı” niteliği taşıdığı belirtilmekteydi.[64] Ceza infaz yasası gereği hapis cezası 4 ay 10 güne inerken, çeşitli ertelemeler sonrasında İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevini bırakarak 26 Mart 1999 günü Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesindeki Pınarhisar Cezaevi’ne girdi.[65][66][67] 24 Temmuz 1999’da ceza süresini tamamlayarak cezaevinden tahliye edildi.[68]
Siyasi yasaklı olduğu dönem

Fazilet Partisi’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından daimi kapatılmasının ardından, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını “gelenekçiler” ve “yenilikçiler” olarak adlandırılan iki kanattan sürdürdü. “Millî Görüşçü” olarak adlandırılan kanat, Recai Kutan’ın genel başkanlığında 20 Temmuz 2001’de Saadet Partisi’ni kurarken, “değişimci” kanat da, T a y y i p Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001’de, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdu ve T a y y i p Erdoğan, parti genel başkanlığına seçildi.[69] Erdoğan “biz gömleğimizi değiştirdik” ifadesiyle muhafazakârlardan büyük tepki aldı.[70] Kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım 2002 seçimlerinde kayıtlı 41.291.568 seçmenin oy kullanan 32.652.702 kişisi içinden 10.770.704 adet oy alarak %34,29 ile birinci parti oldu.[71][72]

Erdoğan, siyasi yasağı bulunduğu için seçimlere giremedi ve milletvekili seçilemedi. Seçim sonrasındaki 58. Hükûmet, Abdullah Gül başbakanlığında kuruldu. Bu hükûmet döneminde Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisine yasa teklifi sunuldu. Bu yasa değişikliği TBMM tarafından oy çokluğuyla kabul edilse de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yasayı “öznel, somut ve kişisel” olduğu gerekçesiyle veto etti. Daha sonra aynı yasa değiştirilmeden mecliste tekrar kabul edildi ve Cumhurbaşkanı Sezer yasa değişikliğini bu kez onayladı. Bu yasanın kabulüyle Erdoğan’ın milletvekili seçilmesi için yasal bir engel kalmadı. Seçimlerde Siirt milletvekili seçilen Fadıl Akgündüz’ün milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Siirt’teki seçimlerin tekrar edilmesi kararlaştırıldı. Seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk sıradaki adayı Mervan Gül’ün adaylıktan çekilmesi ile Erdoğan partinin birinci adayı olarak Siirt seçimlerine girdi ve oyların %85’ini alarak kazandı.
Başbakanlığı (2003-2014)

Recep T a y y i p Erdoğan (27 Ocak 2009) [73]

Erdoğan’ın milletvekili seçilmesinin ardından başbakan Abdullah Gül, Erdoğan’ın başbakan olması için Cumhurbaşkanı Sezer’e istifasını sundu. Sezer bu kez hükûmeti kurma görevini Erdoğan’a verdi ve genel seçimlerden yaklaşık üç ay sonra Erdoğan başkanlığında 59. Hükûmet kuruldu. 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan 23. Dönem Milletvekili Seçimlerinde %46,6 oy alarak 341 milletvekili çıkaran Adalet ve Kalkınma Partisi, Recep T a y y i p Erdoğan’ı başbakanlık koltuğuna ikinci kez taşıdı.[74] 12 Haziran 2011 tarihinde 24. Dönem Milletvekili Seçimlerinde oy yüzdesini %49,83’e çıkarmış ve Türkiye genelinde 21.399.082 oy alarak toplamda 327 milletvekili ile üçüncü kez hükûmet kurma yetkisini kazanmıştır.[75]

Altyapı ve ulaşım

2003 yılı sonunda ülke genelindeki bölünmüş devlet ve il yolların toplam uzunluğu 4.387 km, otoyolların uzunluğu ise 1.714 km iken; 2013 yılı itibarıyla sırasıyla 16.420 km ve 530 km’lik yol inşasıyla bu uzunluklar sırasıyla 20.807 km ve 2.244 km’ye ulaştı.[76] Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması sonrasında başbakanlık görevinden ayrıldığı dönem de dâhil olmak üzere 2014 yılı itibarıyla 471 km’lik bölünmüş devlet ve il yolu inşası gerçekleştirildi.[77] 1993 yılında inşası başlamış olan Bolu Dağı Tüneli ve 2000 yılında inşasına başlamış olan Nefise Akçelik Tüneli 2007’de tamamlandı, 2011’de ise Avrasya Tüneli ve Konak Tüneli’nin temelleri atıldı. Konak Tüneli’nin inşası 24 Mayıs 2015’te tamamlandı. Türkiye’nin ilk denizaltı tüneli olan ve İstanbul Boğazı’nın altından geçen Marmaray’ın 2004’te başlayan inşası 2013’te tamamlandı. 2003-2014 yılları arasında devlet ve il yollarında 41,2 km uzunluğunda 84 tek tüp tünel, 86,9 km uzunluğunda 46 çift tüp tünel; otoyollarda 1 km uzunluğunda tek tüp tünel ve 21,1 km uzunluğunda 12 çift tüp tünel; tüm yollarda ise toplam 64,3 km uzunluğunda 151 tek tüp tünel ve 135,8 km uzunluğunda 75 çift tüp tünel hizmete girdi.[78] 2013’te, İstanbul Boğazı üzerindeki üçüncü köprü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile İzmit Körfezi üzerindeki İzmit Körfez Köprüsü’nün inşalarına başlandı. 2003-2013 yılları arasında toplam uzunluğu 114,2 km’yi bulan 1.608 köprü inşa edilirken, 609 köprünün bakım ve onarımı tamamlandı.[79] 2014 yılı itibarıyla inşa edilen köprülerin toplam uzunluğu 120,6 km’ye, toplam sayısı 1.669’a, bakım ve onarımı yapılan köprü sayısı ise 732’ye ulaşmıştı.[80] İlk hattı 2009’da Ankara-Eskişehir arasında devreye giren Yüksek Hızlı Tren daha sonraları çeşitli illere yayıldı.

2002’de 25 olan ülkedeki havalimanı sayısı, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde inşası tamamlanan 27 havalimanıyla birlikte 52’ye yükseldi.[81] Uluslararası seferlerin düzenlendiği Hatay Havalimanı, Şanlıurfa GAP Havalimanı ve Eskişehir Anadolu Havalimanı 2007’de, Zafer Havalimanı ise 2012’de açılırken; İstanbul’daki üçüncü havalimanının inşasına 2014’te başlandı.

Mart 2014 itibarıyla, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 18’i hidroelektrik santrali olmak üzere 268 baraj inşa edildi.[82][83]

138 ayrı yerleşim biriminde kentsel dönüşüm yapılarak TOKİ önderliğinde toplu konutlar yapıldı.[84]

Haberleşme

2008’de hizmete giren E-Devlet uygulamasıyla halkın, çeşitli devlet hizmetlerine İnternet üzerinden ulaşabilmesi sağlandı.[85]

2008’de Türksat 3A,[86] 2014’te Türksat 4A haberleşme uyduları,[87] 2012’de ise Türkiye’nin ilk yer gözlem uydusu Göktürk-2 uzaya gönderildi.[88]

Eğitim

2002 yılında eğitime ayrılan bütçe 11.3 milyar TL iken 2014 yılında yaklaşık 7 katına çıkarak 78.5 milyar TL’ye ulaştı.[89] 2003 yılında UNICEF işbirliğiyle başlatılan “Haydi Kızlar Okula!” kampanyasıyla ülkedeki kızların okula gitmesi ve eğitim seviyesindeki cinsiyet dengesizliğinin giderilmesi amaçlandı.[90][91] Kampanya sayesinde 2002’de %87 olan kız çocuğu okullaşma oranının geçen yıl %96 seviyesine yükseldi.[92]

2003 yılında 70 olan üniversite sayısı,[93] 2008 yılı sonunda doğru 130’un üstüne çıkarak[94] ülkedeki 81 il de en az bir üniversiteye sahip oldu.[95] 2012 yılında bu sayı 186’ya ulaştı.[96] 2008’de, 2010’da başlatılan Fatih Projesi kapsamında çeşitli okullardaki bazı sınıflara akıllı tahta konuldu ve bazı öğrencilere tablet bilgisayar dağıtıldı.[97][98] 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde itibaren uygulanan 4+4+4 Eğitim Sistemi’yle birlikte 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim sistemine geçildi.[99]

Ekonomi
2000-2014 tarihleri arası işsizlik oranları

AK Parti iktidara gelmeden önce Kara Çarşamba olarak da bilinen 2001 Türkiye ekonomik krizi yaşanmıştır. Türkiye’nin Şubat 2001 finansal krizi, beklenmedik ölçüde ekonomik daralmayla sonuçlanmasının ötesinde, ülkenin orta vadeli perspektifini değiştiren yeni koşulları da beraberinde getirmiştir.[100]

Erdoğan’ın Başbakanlık görevine başladığı 2003 yılından 2009’a kadar Türkiye ekonomisi büyüme göstermiş ve Türkiye’nin GSMH’si Dünya toplamının %1,11’inden %1,37’sine yükselmiştir.[101] Bu oranla Türkiye, AB ülkeleri arasında en iyi performansı yakaladı.[102] Ayrıca Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’na olan borcu bitirildi.[103] Erdoğan’ın performansı Cumhuriyetin diğer dönemleriyle kıyaslandığında da ‘kuruluş yılları’ özelliği taşıyan Atatürk dönemi hariç, en yüksek performanslardan biridir.[102] Siyasi istikrar sağlandı, ekonomi güçlendi ve sosyal refah seviyesi ciddi oranlarda yükseldi.[104]
2004-2014 yılları arasındaki enflasyon oranları
GSYİH yüzdesi olarak altı büyük Avrupa ülkeleri ekonomilerinin 2002-2009 tarihleri arasında kamu borç durumu, (Türkiye açık mavi çizgide belirtilmiş).

Türk ekonomisinde uluslararası krizi takiben 2008’in son çeyreğinde durgunluk başladı. Ekonomik durgunluk bir yıl sürdü, Türk ekonomisinde güçlü bir küçülmeye sebep oldu ve işsizlik oranını yüzde 10’dan yüzde 14’e kadar yükseltti. 2010 ve 2011’de GSYH sırasıyla yüzde 9 ve yüzde 8’den daha fazla büyüdü; Türkiye’yi, Çin’den sonra dünyada en fazla büyümeyi sağlayan ikinci ülke konumuna yükseltti. Bu büyüme, işsizlik oranının kriz öncesi seviyesine düşmesini sağladı. 2011’e gelindiğinde, cari işlemler açığı %10’luk oranla tarihinin en yüksek noktasına ulaşarak dünya rekorunu da kırdı. Türk lirası’nın değeri, aşırı sermaye girişinin etkisiyle yükseldi. AK Parti Hükûmeti, “ekonomiyi yeniden dengeleme” adlı bir uyum operasyonu yapmaya karar verdi. Bütçedeki eğitim payı 2002’de yüzde 10’dayken, 2011’de yüzde 15’e yükseldi; sağlık harcamalarının payı da yüzde 2,6’dan yüzde 5,8’e yükseldi. Bu zaman içerisinde GSYH reel olarak yüzde 50’den fazla yükseldiği için, eğitim ve sağlık harcamalarının reel artışın GSYH içindeki pay artışlarından daha fazla oldu.[104]

2000’li yıllarda cari işlemler dengesinin bozulma sürecinin giderek artması

Ekonomik iyileşmelere karşın yüksek cari açık eleştiri aldı. Türkiye 2013 yılında 65 milyar dolarlık cari açık verdi. 2002 yılında %-2’lerde olan cari açık 2014’te %-7,9’a yükseldi. 2002’de 51,6 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye, 2013’te 245,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. İthalat 4,7 kat artmış oldu. 2002’de 129,6 milyar dolar olan dış borç stoku 2013 sonu itibarıyla 372.7 milyar dolara yükseldi. 2002’de 184,8 milyon dolar olan Toplam Millî gelir, 2013’te bu rakam 800 milyar doları aştı.[102]

Kürt sorunu
Çözüm süreci

2009’da Başbakan Erdoğan yönetimindeki hükûmet, çeyrek asırdır süren ve resmî rakamlara göre 40 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan Türkiye-PKK çatışmasını bitirmeye yardım edecek bir plan duyurdu. Avrupa Birliği tarafından da desteklenen çözüm süreci planıyla birlikte tüm medya yayınlarında ve siyasi kampanyalarda Kürtçe kullanımına izin verildi, ayrıca daha önceden Türkçe isimlerle değiştirilen Kürtçe şehir ve kasaba isimlerinin yeniden yapılandırılması kararı alındı.[105] Konuyla ilgili olarak Erdoğan, “Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine engel olan kronik sorunları çözmek için cesur bir adım attık.” diye konuştu.[105] Ayrıca çıkarılan yasayla birlikte silah bırakan PKK mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirlerin alınması kararlaştırdı.[106] 23 Kasım 2011’de Ankara’daki bir televizyon konuşması sırasında Erdoğan, 9 Ağustos 1939 tarihli bir belgede Dersim İsyanı sırasında bölgede 13 bin 806 kişinin öldürüldüğünün ifade edildiğini belirtti ve Dersim’de yaşananları bir katliam olarak nitelendirerek, “eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum” dedi.[107][108][109]

İnsan hakları

Erdoğan’ın başbakanlık dönemi sırasında 1991 Terörle Mücadele Kanununun geniş kapsamlı yetkileri azaltıldı ve demokratik standartları ilerleterek özelde etnik ve dini azınlık haklarını genişletmeyi amaçlayan demokratik açılım süreci başlatıldı. Ancak süreç uzun sürmedi; Avrupalı yetkililer süreç sonrasında özellikle ifade özgürlüğü,[110][111] basın özgürlüğü[112][113][114] ve Kürt azınlık hakları[115][116][117][118] gibi konularda daha otoriter yöntemlere dönüldüğünü ifade ettiler.[119] Aktivistlerin LGBT haklarının kamusal alanda tanınması için yaptığı talepler hükûmet tarafından reddedildi[120] ve ülkenin LGBT topluluğu kabine üyeleri tarafından yapılan hakaretlere maruz kaldı.[121]

Sınır Tanımayan Gazeteciler, Erdoğan’ın başbakanlığının son dönemlerinde basın özgürlüğü konusunda sürekli bir düşüş gözlemledi; Basın Özgürlüğü Endeksi’nde basın özgürlüğü konusunda Erdoğan’ın ilk dönemlerinde 100. sırada olan Türkiye, 2013’te 179 ülke arasında 154. sıraya düştü.[122] Freedom House ise bir dönem iyileşme gözlemleyerek ülkenin 2006’da 48/100 olan Basın Özgürlüğü Puanı’nı 2012’de 55/100 olarak değiştirdi.[123][124][125][126]

2011’de Erdoğan ve hükûmeti, 1930’larda devlet tarafından el konan Hristiyan ve Yahudi azınlık mülklerinin iadesi konusunda yasal düzenlemelere gitti.[127] Sonrasında hükûmet, toplamda 2 milyar dolar değerindeki mülklerin azınlıklara aktarıldığını duyurdu.[128]
AK Parti-Gülen Hareketi çatışması ve 17 Aralık soruşturması
Ana maddeler: AK Parti-Gülen Hareketi çatışması ve 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması
Erdoğan, başbakanlık döneminde kürsüde konuşma yaparken, 2012

17 Aralık 2013 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, aralarında iş adamları, bürokratlar,[129] banka müdürleri, kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükûmeti kabine üyesi üç bakanın oğullarının olduğu 47 kişinin, “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” suçlarını işledikleri iddiasıyla gözaltına alındığı soruşturma başlattı.[130] Olaydan ardından soruşturmayı yürüten savcılar, adli kolluk amirleri ve memurlarının ciddi bir kısmının görev yerleri Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığınca değiştirildi veya görevden alındı.[131] 29 Ocak 2014’te soruşturma savcısı Celal Kara, 11 Şubat 2014 tarihli HSYK kararnamesi ile de soruşturma iznini veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz’ün aralarında bulunduğu 166 hakim ve savcının görev yeri değiştirilmiş,[132] Erdoğan kamuoyunda “rüşvet skandalı” olarak adlandırılan bu soruşturmayı hükûmetine karşı yapılmış bir darbe girişimi olarak niteledi.[133] Daha sonra Gülen Hareketi’ne bağlı dershanelerin kapatılması yönündeki girişimler ve 3 bakanın 17 Aralık soruşturması sonrası istifası ile AK Parti ve Gülen Hareketi arasında açık bir çatışma süreci başlamış, Erdoğan 17 Aralık soruşturması ve iddialarını “Türkiye içi ve dışındaki karanlık çevrelerin oyunları” olarak değerlendirmiştir.[134]
Cumhurbaşkanlığı (2014-görevde)
Bu alt başlık {{{1}}} tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor.
Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.
Ana madde: 2014 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi

Recep T a y y i p Erdoğan (5 Eylül 2014)

2007 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde seçilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi 2014 yılında dolduğundan, 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu gereği Türkiye’de ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından doğrudan seçilmiştir.[135] İlk turu 10 Ağustos 2014 tarihinde olacak bu seçim için Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi çatı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu,[136] HDP ise Selahattin Demirtaş’ı adayları olarak belirlemiştir.[137] 1 Temmuz 2014 tarihinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Partili bütün milletvekillerinin imzası alınarak Cumhurbaşkanı adaylarının Recep T a y y i p Erdoğan olduğunu açıkladı.[138] Erdoğan’ın açıklamadan sonra olan konuşmasında ilk defa kullanılan Erdoğan logosu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın 2008 ABD başkanlık seçimlerinde kullandığı logoya benzetilmiştir.[139][140] Seçim kampanyasında kullanılan slogan ”Milletin Adamı Erdoğan” şeklinde oldu.[141] Seçimde Erdoğan %51,79 oy oranıyla birinci sırada, İhsanoğlu %38,44 oy oranıyla ikinci sırada ve Demirtaş %9,76 oy oranıyla üçüncü sırada yer aldı.

2007 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde seçilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi 2014 yılında dolduğundan, 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu gereği Türkiye’de ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından doğrudan seçilmiştir.[135] İlk turu 10 Ağustos 2014 tarihinde olacak bu seçim için Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi çatı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu,[136] HDP ise Selahattin Demirtaş’ı adayları olarak belirlemiştir.[137] 1 Temmuz 2014 tarihinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Partili bütün milletvekillerinin imzası alınarak Cumhurbaşkanı adaylarının Recep T a y y i p Erdoğan olduğunu açıkladı.[138] Erdoğan’ın açıklamadan sonra olan konuşmasında ilk defa kullanılan Erdoğan logosu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın 2008 ABD başkanlık seçimlerinde kullandığı logoya benzetilmiştir.[139][140] Seçim kampanyasında kullanılan slogan ”Milletin Adamı Erdoğan” şeklinde oldu.[141] Seçimde Erdoğan %51,79 oy oranıyla birinci sırada, İhsanoğlu %38,44 oy oranıyla ikinci sırada ve Demirtaş %9,76 oy oranıyla üçüncü sırada yer aldı.

Erdoğan, 28 Ağustos 2014’te yemin etti ve Türkiye’nin on ikinci cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. Bıraktığı başbakanlık koltuğunu ise 29 Ağustos’ta yeni başbakan Ahmet Davutoğlu doldurdu. %51,79 oranında oy aldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oyun beklenenden az olduğu eleştirilerine “Peygamber efendimizi bile desteklemeyenler oldu. Bizi de %52 destekledi.” diye cevap verdi.[142]

Başkanlık gündemi

Bu alt başlık {{{1}}} tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor.
Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı
Cumhurbaşkanlığı Sarayı (Türkiye)
Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 2014

Erdoğan, Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği’nin yaklaşık 50 dönümü kullanılarak inşa edilen ve başlarda Ak Saray olarak adlandırılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın inşası yüzünden birçok eleştiri topladı.[143] Bir sit alanı olarak korunan Atatürk Orman Çiftliği’nde inşaat yasağı bulunduğu için sarayın inşasının durdurulmasına dair çeşitli mahkeme kararları çıksa da inşaat tamamlandı.[144] Muhalefet, bunu hukukun üstünlüğünün açıkça ihlal edilmesi olarak değerlendirdi.[145] Proje; inşaat sürecinde yolsuzluk, yaban hayatına zarar verilmesi ve yeni yollar yapılması için çiftlikteki hayvanat bahçesinin tahribi gibi konularda sert eleştirilere ve iddialara maruz kaldı.[146] Ayrıca inşasını yasa dışı olarak değerlendiren muhalifler tarafından ‘Kaç-Ak Saray’ olarak adlandırıldı.[147]

Saray başta ülkenin başbakanları için yeni bir merkez olarak tasarlandı. Ancak cumhurbaşkanlığı görevine başlaması üzerine Erdoğan, sarayın cumhurbaşkanı tarafından Çankaya Köşkü yerine yeni merkez olarak kullanılacağını duyurdu. Çankaya Köşkü ise yeni başbakanlık merkezi olarak değiştirildi. Çankaya, ülke kurulduğundan bu yana cumhurbaşkanları için sembolik bir merkez olduğu için bu olay, tarihi bir değişiklik olarak görüldü. Yaklaşık 1.000 odası olan ve maliyeti $350 milyon (€270 milyon) tutan saray, maden kazalarının ve işçi haklarının ülke gündemine hâkim olduğu bir süreçte ortaya çıkması ve kullanılmaya başlanması yüzünden büyük eleştirilere yol açtı.[148][149]

29 Ekim 2014’te Erdoğan, ülkenin 91. kuruluş yıl dönümünü anmak için düzenlenen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunu Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaparak sarayın açılışını da resmen gerçekleştirmiş olacaktı ancak bazı davetli katılımcıların etkinliği boykot edeceğini açıklaması ve Ermenek maden kazasının gerçekleşmesi yüzünden resepsiyon iptal edildi.[150]

Davutoğlu ile ilişkileri
Ahmet Davutoğlu’nun istifa süreci

Kamuoyunda ilk olarak, Ocak 2015’te Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ancak hayata geçirilemeyen ‘şeffaflık paketi’ ve 17 Aralık Yolsuzluk soruşturmasında adı geçen 4 bakanın yüce divana gönderilmesi hususlarında Davutoğlu-Erdoğan arasında gerginlik çıktığı iddia edilmişti.[151] Mayıs 2016’da Pelikan dosyası adlı blog, ikili arasındaki gerginliği Erdoğan yanlısı bir bakış açısıyla detaylı bir şekilde maddelendirdi.[152] 4 Mayıs’ta Erdoğan ile Davutoğlu arasında yapılan görüşmeden kısa süre sonra AK Parti, olağanüstü kongre kararı alarak Davutoğlu’nun parti başkanlığına aday olmadığı bir kongre düzenledi[153][154] ve Davutoğlu başbakanlıktan çekilerek yerine Binali Yıldırım getirildi. Davutoğlu’nun Erdoğan ile görüşmesinin hemen sonrasında görevden çekilmesi muhalifler tarafından Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gönderme yapan “Saray Darbesi” tanımlamasıyla anıldı.[155][156][157]

Darbe girişimi
2016 Türkiye askerî darbe girişimi

15 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından askerî darbe girişimi gerçekleştirildi. Erdoğan, CNN Türk kanalında telefon ile gerçekleştirdiği görüntülü konuşmada darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için sokağa çıkmaya davet etti. Çağrının ardından, Türkiye’nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi. 16 Temmuz sabahı, darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu.[158][159]

Darbe girişiminin bastırılması sonrası Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’ya seslenerek Fethullah Gülen’in terör örgütü lideri sıfatıyla Türkiye’ye iade edilmesi çağrısında bulunarak yapının mensuplarının da kararlılıkla ve ivedilikle devlet kurumlarından temizleneceğini belirtti.[160][161]

Olaylar
Suikast girişimleri

13 Eylül 2005 tarihinde Kütahya’da bulunan Erdoğan’ın minibüsüne ekmek arasına sakladığı bıçağı ile binmeye çalışan şahıs polis tarafından yakalanıp etkisiz hâle getirilmiştir. Üzerinde yapılan aramada mermi dolu bir poşet ve içi mermi ile dolu silah ele geçirilmiştir.[162] Silah üzerinde yapılan incelemede kuru sıkıdan bozma bir silah olduğu tespit edilmiştir. Sanığı eski MHP milletvekili Ali Güngör’ün isteği üzerine kızı Hatice Burcu Güngör savunmuştur.[163] 17 Kasım 2006’da sonuçlanan davada Mustafa Bağdat, 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.[164] Sonrasında Amerika’dan gönderilen bir e-posta ile bombalı araç kullanılarak yapılması planlanan bir saldırıdan daha bahsedilmiş ve bu suikast engellenmiştir. Bu saldırı o dönemin MİT çalışanları ve bazı Türk bilişim profesyonelleri tarafından detaylıca incelenmiştir.[165] 7 Şubat 2011’de Erdoğan’ın hastaneye kaldırması sırasında Adalet Bakanlığından MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı arayarak çağırmışlardır. Fidan, Erdoğan’ın isteği üzerine Adliye’ye gitmemiştir.[166]

Tazminat

14 Ocak 2000 tarihinde Avustralya’nın Melbourne şehrinde yayın yapan SBS radyosuna verdiği mülakatta kendisini Abdullah Öcalan ile karşılaştıran bir kişiye “Sayın Öcalan şu an, düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncelerimden dolayı 4 ay hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük.” şeklinde cevap verdi. Hayatını kaybedenlerden “kelle” diye söz etmesi ve Öcalan’a “sayın” demesi nedeniyle eleştirildi.[167] Şehit Anaları Derneği tarafından sembolik bir manevi tazminat davası açıldı. Davacıların avukatlığını Kemal Kerinçsiz’in yaptığı davada, İstanbul Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Aralık 2007 tarihinde Erdoğan’ın 3 kuruş tazminat ödemesine karar verdi. Hâkim, kararında şehitlere kelle ve yasa dışı silahlı örgüt liderine sayın denmesinin dil sürçmesi olamayacağına hükmetti.[168][169] Erdoğan kararı temyiz etti. Yargıtay temyiz başvurusunu hem usulden, hem esastan inceledi ve mahkemenin kararını onadı.

Karikatür davaları
Dava konusu olmuş Recep T a y y i p Erdoğan karikatürleri

Erdoğan’ın Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi ile görüşmesi, 3 Kasım 2010

Erdoğan tarafından Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart, Evrensel gazetesi, Penguen dergisinin sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Pak Yayıncılık’a karikatürlerde şahsının çeşitli figürlerle tasvir edildiği ve bunun kişilik haklarına saldırı içerdiği vurgulanarak manevi tazminat davaları açılmıştır.

Fransız hiciv ve mizah dergisi Charlie Hebdo, 27 Ekim 2020’de Erdoğan’ı tasvir eden bir karikatürü dergilerinin haftalık sayısının baş kapağı olarak sosyal medya üzerinden yayımladı. Karikatür, Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u, Çeçen asıllı Müslüman bir göçmenin Samuel Paty’yi öldürmesi üzerine yaptığı açıklamadan sonra kınaması ve Fransa’ya boykot çağrısında bulunmasından kısa bir süre sonra yayımlandı. Erdoğan’ın tasviri çeşitli Türk yetkililer tarafından eleştiriye tabi tutuldu ve karikatür hakkında yasal süreç başlatıldı.

Şahsına yönelik hakaret

6 Şubat 2010 tarihinde Recep T a y y i p Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca, TBMM genel kurulunda Erdoğan’a yönelik “kişilik hakları ile parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunulduğu” iddiasıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhinde 50 bin TL’lik manevi tazminat davası açılmış. Dava dilekçesinde Bahçeli’nin; “Türkiye’yi bölmeye çalışmak, etnik bölücülük konusunda sicil sahibi olmak, Türkiye’yi ayrıştırma ve bölme projelerini İmralı, Kandil ve Barzani’nin desteğiyle hayata geçirmek için çalışmak, İmralı canisi ile rol paylaşmak, işbirliği içinde olmak, kol kola girmek, aynı çizgide olmak; kimliksiz ve kişiliksiz siyasetin temsilcisi olmak, hayasızlık, ahlaksızlık, namussuzluk, edepsizlik; çürümüş bir zihniyete sahip olarak, etrafa mide bulandıran koku yaymak, ahlak bunalımına girmek, ahlaki ve vicdani bütün ölçülerini kaybetmek, seviye ve seviyesizlik ölçüleriyle tarif edilemeyecek bir çukura düşmek, utanç verici bir kişi olmak, teröristleri kucaklamak, alçaklık, yalancılık, riyakarlık, yalanlarla Türk milletine hakaret etmek” gibi ifadeleri ve sözleriyle[170] Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ni itham ettiği kaydedildi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, her davacı için 10 bin TL olmak üzere toplam 20 bin TL manevi tazminat cezasının ödenmesine karar verilmiştir.[171][172]

“Kişilik hakları ve parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunduğu” iddiasıyla Ataol Behramoğlu aleyhine Recep T a y y i p Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca açılan 20 bin TL’lik manevi tazminat davası Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmüştür.[173]

28 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanı olmasıyla, şahsına yönelik hakaretler TCK 299 kapsamında, alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılmak üzere, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suç hâline geldi. Bu kapsamda dava açılan ve tutuklananlar arasında 16 yaşındaki lise öğrencisi Mehmet Emin Altunses de yer aldı.[174]

Afyonkarahisar Barosu üyesi Avukat Umut Kılıç, 2015 yılında hâkim ve savcılık sınavı mülakatında söylediği “Faşist Erdoğan” sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı’na hakaretten bir yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.[175]

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş, Ekim 2015’te Avrupa Konseyi İfade Özgürlüğü Konferansı’nda yaptığı konuşmada Türkiye’de Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla 236 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını, bunlardan 105’i hakkındaysa dava açıldığını ve sekizinin de tutuklandığını belirtti ve bu durumun Türkiye’de gerçek bir problemi gösterdiğini dile getirdi.[176]

Mal varlığı

Erdoğan’ın, 7 Şubat 2006 tarihinde yayınlanan mal varlığında; banka hesaplarında 1.361.290 TL parası olduğu, haricinde, 120.000 dolar alacağı olduğu açıklanmıştır.[177] 12 Eylül 2007 tarihinde açıklanan mal beyanında ise, Arnavutköy ve Güneysu’daki arsalarının haricinde, banka hesaplarında 1 milyon 803 bin 854 TL ile 9 bin 890 euro, alacaklarının ise 312 bin 500 TL olduğu açıklanmıştır. T a y y i p Erdoğan’ın, 1 Mart 2010 tarihinde Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yayınlanan yeni mal beyanına göre Erdoğan’ın banka hesaplarında 2 milyon 366 bin 109 TL’si, haricinde 500 bin TL tutarında alacağı bulunduğu bildirilmiştir. Erdoğan’ın bu mal varlığının nedeni olarak ise şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı gösterilmiştir.[178] 16 Haziran 2011 tarihli mal beyanında Güneysu’da 10 bin TL maliyetli arsa, banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $ menkul değer ve 500 bin TL alacak yer almıştır.[179]

Diploma tartışması
Recep T a y y i p Erdoğan’ın üniversite diploması tartışması

Recep T a y y i p Erdoğan’ın üniversite mezunu olmadığı ve cumhurbaşkanlığının da bu nedenle geçerli olmadığı yönünde görüşler vardır. YARSAV kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Erdoğan’ın üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla “Resmî evrakta sahtecilik” nedeniyle suç duyurusunda bulunup Cumhurbaşkanlığının iptali için başvuru yaptı.[180] Marmara Üniversitesi konuyla ilgili bir açıklama yaptı.[181] Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER) bir basın açıklaması yaparak, rektörlüğün kısa bir resmî yazı ve ekinde de cumhurbaşkanın geçici mezuniyet belgesini sunması beklenirken, hamâsî söylemler yanında üniversitenin tarihsel geçmişinden daha fazla söz etmesinin konunun kamuoyunca anlaşılmasını güçleştirdiği ve Erdoğan’ın Marmara Üniversitesi mezunu olarak gösterilemeyeceği görüşünü paylaştı.[182] Recep T a y y i p Erdoğan ise diploma iddialarına yönelik: “Kayıt olduğum, okuduğum ve mezun olduğum okul ortada, sınıf arkadaşlarım ortada. Ne yaparsanız yapın, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserle ortadayız”[183] ifadelerini kullanıp Marmara Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Arat’tan ilgili diplomanın künyesini yayınlamasını talep etti.[184]

Dış siyaset

Ayrıca bakınız: Recep T a y y i p Erdoğan tarafından yapılan başbakanlık ziyaretleri listesi ve Recep T a y y i p Erdoğan tarafından yapılan cumhurbaşkanlığı ziyaretleri listesi

Avrupa Birliği
Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri

Erdoğan G-20 zirvesinde liderlerle beraber, 2009.
Erdoğan eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ve eşi Ada Papapanou ile birlikte, Ekim 2010.

Erdoğan, European Voice Organization tarafından “The European of the Year 2004 (Yılın Avrupalısı)” seçilmiş, bunun üzerine Erdoğan “Türkiye’nin Avrupa’ya katılımı bir medeniyetler çatışmasına yol açmaz uzlaştırıcı ve birleştirici olur.” yorumunda bulundu.[185] 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri, Erdoğan’ın görev süresi içinde başladı.[186]

2016 Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği üyeliği referandumu öncesi Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron “bugünkü ilerleme hızıyla Türkiye’nin AB’ye üyeliği 3000 yılını bulur.” açıklamasını yaptı.[187] 19 Haziran 2016 tarihinde ise Türkiye AB üyesi olacak diye hayır oyu kullanmayın şeklinde bir görüş belirtti.[187] Bu açıklamaların ardından Erdoğan “Bir araya geldiğimiz zaman sen böyle konuşmuyordun Cameron… Öyle demiyordun bize. Hep bize söylediği şuydu, ‘Her zaman yanınızdayız, bir an önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi için her türlü gayreti gösteriyoruz’. Ne oldu şimdi?” sözleriyle tepkisini belirtti.[188]

Almanya
Almanya-Türkiye ilişkileri

Haziran 2016’da Almanya Federal Meclisi’nde Hristiyan Birlik Partileri, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi’nin Ermeni Soykırımı’nı tanıdığı tasarı önergesini oy çokluğuyla kabul edilmesi Türkiye ile Almanya ilişkilerini gerdi. Erdoğan, bu oylamanın Almanya ilişkilerini etkileyeceğini belirterek “Atmamız gereken adımları atacağız” açıklamasını yaptı.[189] Açıklamanın ardından Türkiye tepki olarak parlamentonun kararının “şiddetle kınanacak bir karar” ve “kabul edilemez” olduğunu açıkladı ve “tarihi olaylara siyasetçiler değil, tarihçiler karar vermeli” tezini ortaya koydu. Ayrıca Almanya’daki büyükelçisini geri çağırdı.[190]

Rusya
Rusya-Türkiye ilişkileri


2002 yılında Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret yaklaşık 5 milyar dolar değerindeyken bu rakam 2011 yılı sonu itibarıyla 32 milyar dolara ulaşmıştır.[191]

Kasım 2005’te Vladimir Putin’in açılışına katıldığı iki ülke arasında ortaklaşa inşa edilecek olan Mavi Akım doğal gaz boru hattı projesi başlatılmıştır. Yine iki ülke arasında Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesi planlanmaktadır. Türkiye başbakanı T a y y i p Erdoğan 3 Aralık 2012 tarihindeki Rusya başbakanı Putin’in Türkiye ziyaretinde iki ülke ilişkilerinde hedefin 100 milyar dolar olduğunu belirtmiştir.[192]

Sınır ihlali gerçekleştiren Rus Su-24 uçağının Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi olayının ardından iki ülke arasında gerek siyasi gerek ekonomik olarak ciddi bir gerilim yaşandı.[193] Erdoğan olayın ardından uçağın sınır ihlali yapılması sebebiyle böyle bir olayın yaşandığını belirtti ve “Bugün olsa yine aynısını yaparız” şeklinde bir açıklama yaptı.[194] Olayın ardından Rusya, Türkiye’den ithal edilen tarım ürünlerinin neredeyse tümünü yasaklamıştı ve Rus vatandaşlarına Türkiye’de tatile gitmeme çağrısı yapmış ve turizm acentelerinin de Türkiye’ye tur satışlarını engelledi.[195] Bunun sonucu olarak Antalya’daki Rus turistlerin sayısı %98,5 azaldı.[196] Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Vladimir Cabarov, Binali Yıldırım’ın başbakan olması ve kurulan yeni hükûmet ile ilgili ”Türkiye’de hükûmetin değişmesiyle pratikte hiçbir şey değişmiyor. İlişkilerimiz değişmez.” şeklinde bir açıklama yaptı.[197][198][199]
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama ve Başbakan Recep T a y y i p Erdoğan Beyaz Saray gül bahçesinde ortak basın toplantısı sırasında, 2013.

Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov gazetecilere yaptığı açıklamada Erdoğan’ın Putin’e yazdığı mektupta olayda ölen pilotun ailesine başsağlığı mesajı verdiğini ve “af dilediğini” söyledi.[200][201] Yıldırım, Erdoğan’ın Putin’e gönderdiği mektupla ilgili “Rusya ile mesele tatlıya bağlanmıştır… Sadece üzüntülerimizi bildirdik.” açıklamasını yaptı ve 6 ayda yaşananları yaşanmamış gibi kabul edip yola devam edeceklerini belirtti.[202][203] Putin bu açıklamanın ardından hükûmetine, Türkiye ile karşılıklı ticari anlaşmaları iyileştirmek üzere görüşmelere başlamaları talimatı verdi ve Rus turistlerin Türkiye’ye gelmesini engelleyen seyahat kısıtlamalarını da kaldırma kararı aldı.[204][205]

Ermenistan
Ermenistan-Türkiye ilişkileri

Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreciyle ilgili Karabağ Sorunu hakkında ‘Karabağ’da Ermeni işgali sona ermeden biz de sınırı Ermenilere açmayız’ demiştir.[206] 2020 Dağlık Karabağ Savaşı’ndan 2 yıl sonra Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaptığı görüşmede Erdoğan, şartların sağlanması durumunda tam normalleşme hedeflerine ulaşılabileceğini söylemiştir.[207]

İsrail
İsrail-Türkiye ilişkileri

Erdoğan İsrail’in sahip olduğu nükleer tesisleri “bölgesel barış için ana tehdit” olarak tanımladı ve UAEK denetimi altına girmesi için çağrıda bulundu.[208] Erdoğan “açık hava hapishanesi” olarak tanımladığı Gazze’nin bu durumu için İsrail’i suçlu bulduğunu açıklamıştır.[209]
Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu sırasında Türkiye başbakanı Recep T a y y i p Erdoğan’ın İsrail’in Filistin’e yönelik saldırı ve tutumlarını eleştirerek podyumu terk etmesi, 29 Ocak 2009.

2009 Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Gazze çatışması ile ilgili olarak Shimon Peres ve Erdoğan arasında geçen konuşma, Erdoğan’ın toplantıyı terk etmesiyle sonuçlandı. Peres Erdoğan’ın açıklamaları sonrası İstanbul’a bir roket düşse aynı tutumun Türkiye tarafından yapılacağını söyleyerek Erdoğan’ın durumu anlamadığını söyledi.[210] Erdoğan Peres’e şu sözleri söyledi: “Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.” Peres’e yanıt vermesi esnasında konuşması moderatör tarafından kesilen Erdoğan, şu sözleri söyleyerek salondan ayrılmıştır. “Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos’a gelmem. Siz konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu, 12 dakika konuşturuyorsunuz. Olmaz.”[211]

31 Mart 2010 tarihinde Gazze’ye insani yardım taşıyan altı gemiye Akdeniz’de İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından gemilerde bulunan aktivistlerden bir kısmının öldürülmesi, bir kısmının yaralanması ve gemilerin yolcularıyla birlikte rehin alınması ile sonuçlanan olayın[212][213] ardından iki ülke arasında gerek siyasi gerek ekonomik olarak ciddi bir gerilim yaşandı. Olay hakkında Türk Dışişleri Bakanı 2010 yılında, olayın iki ülkenin arasındaki ilişkileri geri dönülmez bir şekilde zedeleyebileceğini belirtti.[214]
Erdoğan, normalleşen ilişkiler sonrasında İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Sarayında, 9 Mart 2022,

Ankara

Erdoğan, 6 Ekim 2011 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti’ne İsrail Başkâtiplerinden Ya’akov Finkelstein, Erdoğan’ın Güney Afrika Başbakanı ile yaptığı basın açıklamasında “Tünellerden sadece gıda değil, silahlar, füzeler geçiyor. Bu füzelerle şehirlerimiz, çocuklarımız vuruluyor” diyen Başkatibin sözlerine “O tünellerden atom bombası geçmez. Nükleer silah geçmez, fosfor bombaları geçmez. İsrail, fosfor bombalarıyla Gazze’yi bombalamıştır. Bu bir kitle imha silahıdır. Ve kitle imha silahı kullanmak suçtur. O tünellerden geçse geçse ancak küçük çaplı silahlar geçebilir. Tüfek geçer. Ama oradan tank, top bunlar geçmez değil mi?” sözlerini sarf etmiş ve devamında “İsrail, bölge için en büyük tehlike çünkü atom bombası var” demiştir.[211]

20 Aralık 2015 tarihinde AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik “İsrail ile kesin bir anlaşma yok. Bir taslak üzerinde çalışılıyor. Kuşkusuz İsrail Devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur.” açıklamasını yaptı.[215] Haziran 2016 tarihinde İsrail-Türkiye İlişkilerinin normalleşmesi için müzakerelerde Türkiye ile İsrail uzlaşmaya vardı. İsrail’le uzlaşma kapsamında iki ayrı metin düzenlendi.[216] 28 Haziran 2016 tarihinde mutabakata Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve aynı saatte İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold da Dışişleri Bakanlığı’nda basına kapalı olarak imza attı.[217] Erdoğan İsrail’le yapılan anlaşmadan bahsederken Gazze filosu saldırısı ile ilgili İHH’ya “Uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı Gazze’ye bugüne kadar hep yaptık yapıyoruz. Filistin’e yaptık yapıyoruz.” şeklinde bir eleştiri yaptı.[218][219] 9 Mart 2022 tarihinde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiye’ye gelip Erdoğan’la görüştü. Böylelikle Türkiye, 14 yıl aradan sonra ilk kez bir İsrail Cumhurbaşkanı’nı ağırlamış oldu.[220]

Diğer Orta Doğu ülkeleri

Bu alt başlık {{{1}}} tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor.
Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.
2012-13 Mısır protestolarına destek veren Recep T a y y i p Erdoğan “Rabia işareti” yaparken
Recep T a y y i p Erdoğan (ortada) beraberindeki hükûmet heyeti ile Arap Baharı turu kapsamında Kahire’de Ahmet Davutoğlu (sağda) ve Ertuğrul Günay (solda) ile gerçekleştirilen bir açılış töreninde, 2011

Recep T a y y i p Erdoğan Başbakanlık dönemi boyunca Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tarafından düzenlenen Bağdat’ta 36 mutabakat zaptı ve çalışma protokolü imzaladı. Protokol içeriği güvenlik, enerji, petrol, elektrik, su, sağlık, ticaret, çevre, ulaşım, konut, inşaat, tarım, eğitim, yüksek öğrenim ve savunma sektörlerini içermektedir.[221]

Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ılımanlaşan ilişkiler sonrası Erbil’de bir Türk üniversitesi ve Musul’da bir Türk konsolosluğu açılmıştır.[222] Abdullah Gül 23 Mart 2009 tarihinde Irak’a gerçekleştirmiş olduğu gezi ile 33 yıl sonra Irak’a giden ilk cumhurbaşkanı oldu.[223]

Recep T a y y i p Erdoğan, ailesi ve eşlik eden heyetle birlikte, 13 Eylül 2011 tarihinde[224] ilk ziyaret yeri Mısır olmak üzere Tunus ve Libya’ya[225] resmî ziyaretler gerçekleştirmiştir.[226] Mısır’ın ardından Tunus ziyaretini gerçekleştiren Erdoğan’a Mısır,[227] Tunus ve Libya’da duyulan halk ilgisi dünya kamuoyunda geniş yankı bulmuştur.[228] Erdoğan, Trablus da Libyalılara Şüheda Meydanı’nda bir konuşma yapmıştır.

Suudi Arabistan

Suudi Arabistan-Türkiye ilişkileri

24 Eylül 2015’te Mina’da yaşanan izdiham üzerine Erdoğan, Suudi hükûmetinin hac organizasyonları için çok çalıştığını belirterek “Dünyanın birçok yerinde bu tür organizasyonlarda bakıyorsunuz ihtimaller düşük de olsa bazı sıkıntılar yaşanıyor. Suudi Arabistan’a saldırgan tavırları doğru bulmuyorum.” dedi.[229]

Seçimler tarihi

Recep T a y y i p Erdoğan’ın seçimler tarihi


Recep T a y y i p Erdoğan, 1986 yılından beri beşi milletvekili seçimi, ikisi yerel seçim, biri ise cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere toplamda sekiz farklı seçime katıldı. İki milletvekili seçimi ile bir yerel seçim dışında katıldığı tüm seçimlerde halk tarafından seçildi. Erdoğan’ın katıldığı seçimler ve aldığı sonuçlar şu şekildedir:
Seçim Erdoğan’ın katılımı Parti Oy sayısı Oy oranı (%) Sonuç
1986 milletvekili ara seçimleri, İstanbul 6. bölge İstanbul milletvekili adayı Refah Partisi 31.247 8,57 Parti 5. sırada kaldı ve seçilemedi
1989 yerel seçimleri, Beyoğlu Beyoğlu belediye başkanı adayı 21.706 22,83 2. sırada kaldı ve seçilemedi
1991 genel seçimleri, İstanbul 6. bölge İstanbul milletvekili adayı 70.555 20,01 Parti 5. sırada kaldı ve seçildi; ancak tercihli oy sisteminde tercih edilmediğinden milletvekilliği 2. sıradaki adaya geçti
1994 yerel seçimleri, İstanbul İstanbul büyükşehir belediye başkanı adayı 973.704 25,19 Belediye başkanı seçildi
2003 milletvekili ara seçimleri, Siirt Siirt milletvekili adayı Adalet ve Kalkınma Partisi 55.203 84,82 Siirt milletvekili seçildi
2007 genel seçimleri, İstanbul 6. bölge İstanbul milletvekili adayı 939.027 44,07 İstanbul milletvekili seçildi
2011 genel seçimleri, İstanbul 6. bölge 1.391.558 48,27
2014 cumhurbaşkanlığı seçimi Cumhurbaşkanı adayı – 21.000.143 51,79 Cumhurbaşkanı seçildi
2018 cumhurbaşkanlığı seçimi Adalet ve Kalkınma Partisi 26.325.188 52,59

Genel seçimler

3 Kasım 2002’deki genel seçimleri, Erdoğan’ın başkan adayı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi %34,29’luk oy oranı ile 363 milletvekili çıkartarak kazanmış; Erdoğan kurulacak hükûmetin başkanlık etmiştir.

22 Temmuz 2007’deki genel seçimlerde %46,58 oy oranı ile Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmeti kurma görevini üstlenmiştir. Seçimden önce parti tanıtımı için Erdoğan’ın seçim vaatleri ile dolu çeşitli resimler bilbordlarda gösterilmiştir. Ayrıca “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” yazılı bir Erdoğan resmi de gösterilmiştir. Hükûmete ve partiye Erdoğan başkanlık yapmıştır.

12 Haziran 2011’deki genel seçimleri ise Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye genel seçimlerinde bir ilke imza atarak üçüncü kez üst üste %49,83’lük bir oy oranı ile kazanmıştır. Diğer seçim tanıtımlarından farklı olarak 2011 seçimlerinde Erdoğan farklı temaların bulunduğu parti tanıtım reklamlarında boy göstermiş ve “Haydi Bir Daha” adlı partisine ve oy verenlere atıfla hazırlanan şarkısını yorumlamıştır. Erdoğan’ın söylemiyle “Türkiye Hazır Hedef 2023” sloganı kullanılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı seçimi

24 Nisan 2007 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grup toplantısında Başbakan Recep T a y y i p Erdoğan “Adayımız Abdullah Gül kardeşim” diyerek Abdullah Gül’ün 11. Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklamıştır.[230] Gül, 28 Ağustos 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanı seçildi.[231] 10 Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimine partisinden bağımsız olarak giren Erdoğan, %51,79’luk oy oranıyla seçimi kazanarak cumhurbaşkanı oldu.[232] 2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimine Cumhur İttifakı adayı olarak giren Erdoğan, %52,59’luk oy oranıyla seçimi kazanarak ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.[233]

Yerel seçimler

Ana maddeler: 1994 Türkiye yerel seçimleri, 2004 Türkiye yerel seçimleri, 2009 Türkiye yerel seçimleri ve 2014 Türkiye yerel seçimleri

Recep T a y y i p Erdoğan 1994 yerel seçimlerinde %25,19 oy alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi.

Erdoğan’ın liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 genel seçimleri kazandıktan sonra, 2004 yerel seçimlerinde oy sayısını daha fazla arttırdı. Adalet ve Kalkınma Partisi 16 büyükşehir belediyesinden 12 tanesini kazanarak seçimlerden birinci parti olarak ayrıldı.

2007-2010 e-muhtıra, 2007 ve 2010 Referandumu Seçimleri, İsrail’in Filistin’e saldırıları ve Çin’in Doğu Türkistan’da olay çıkarması gibi olaylar döneminde iken 2009 yılında yerel seçim yapıldı. Bu seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi 2004 yerel seçimlerindeki oy oranından %3 az oy alarak %39 oy aldı. İkinci parti olan CHP %23 oy aldı ve üçüncü parti olan MHP %16 oy aldı.

2014 yerel seçimlerinde, 2009 seçimlerinden %5 fazla oy alarak %43,39 oy aldı. İkinci parti olan CHP %25,61 oy aldı ve üçüncü parti olan MHP %17,62 oy aldı.

2019 yerel seçimlerinde ise 2014 seçimlerindeki oy oranını %0,94 arttırarak %44,33 oy aldı. İkinci parti olan CHP %30,12 oy aldı, üçüncü parti olan İYİ Parti %7,45 ve ittifak ortağı MHP %7,31 oy oranıyla dördüncü parti olmuştur.

Eleştiriler

Recep T a y y i p Erdoğan’a siyasi hayatının başlarından itibaren çeşitli eleştiriler yapılmıştır. Bunlar arasında yargının siyasallaşması, 2013-2014 yıllarında yapılan yargıya yönelik düzenlemeler, basına uygulanan sansür, Atatürkçülük karşıtlığı[234] antisemitizm ve diktatörleşme eğilimleri yer alır.

    Erdoğan’ın 2013 Gezi Parkı protestolarına yönelik açıklamaları üzerine The Washington Post’ta yayınlanan, Erdoğan’ın seçimlerde aldığı oy oranının yüksekliği, Türkiye’de basın özgürlüğünün engellenmesi, protesto süreçleri ve polisin tepkisi konularını içeren bir yazıda, “Erdoğan seçilerek başa gelmenin ve aynı zamanda otoriter olmanın mümkün olduğunun talihsiz bir kanıtı” şeklinde bir ifade yer aldı.[235]
    2013 yılında yaptığı bir konuşmasında “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor” demiş,[236] tartışmalı sözü ile devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve “Millî Şef” lakaplı İsmet İnönü’yü hedef aldığı düşünülmüş, gazeteci Ayşe Hür Erdoğan’ı İslamcılık ile suçlamış,[237] CHP milletvekili Umut Oran, Başbakan Erdoğan’ın sözlerini Meclis gündemine taşı(Zeker) “iki ayyaş”ın kim olduğunu sormuş, Muharrem İnce “Gerekli cevabı yüreği varsa vermesini bekliyoruz” demiş,[238] akabinde Erdoğan, “iki ayyaş”tan kimi kastettiği sorusu sorulması üzerine “Men-i müskirat kanunu çıktığında Meclis Başkanı kimdi? Atatürk. Bu toplumda bizim laf diye söylenen bir şeydir. Kim bilir kaç kişinin imzası vardır? Büyük ihtimalle orada Gazi’nin imzası yoktur.” diye cevap vermiştir.[239]
    Köln’de yaptığı miting öncesinde Bild gazetesinde, “Erdoğan hoş gelmediniz, burada istenmiyorsunuz!” ifadesi yer aldı.[240]
    The New York Times gazetesi 18 Aralık 2014’te yayımladığı makalenin başyazısında “Hükûmetin ifade özgürlüğünü boğmaya çalışması, romancılara iftira atması, yargı sistemini kontrol altına alması ülkenin demokrasisine zarar veriyor.” diyerek dönemin hükûmetini ve dönemin başbakanını eleştirmiştir.[241]
    İtalyan Corriere della Sera gazetesi internet sitesinde Antonio Ferrari imzasıyla “Türkiye: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi krizinin sinyali şiddet” başlıklı bir haber yayınladı. Kibrinin limitleri aştığı ve iç ve dış politikadaki maceracılığının hemen hemen tüm uluslararası gözlemciler tarafından berbat bulunduğu ifade edilen yazıda Erdoğan ‘megaloman’ olarak tanımlandı.[242]
    İngiliz Financial Times gazetesi 25 Ağustos 2015’te yayımladığı makalede cumhurbaşkanını eleştirmiştir. Ayrıca makalede “Türkiye Ekonomisi Kırılgan” manşeti atılmıştır.[243]
    Siyaset bilimci Ersin Kalaycıoğlu Erdoğan’ı eleştirerek “padişahların ondan daha mütevazı olduğunu” belirtti.[244]
    Beyaz Saray ABD 2014 İnsan Hakları raporunu açıkladığında Erdoğan için, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini eleştiren gazetecilere, adlarını vererek açıkça saldırdı” denilmiştir.[245]
    BirGün gazetesi 17 Şubat 2015 tarihinde, “Katil ve Hırsız Erdoğan” manşetiyle çıktı. “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan yargılanan BirGün gazetesinin yöneticileri Barış İnce, Berkant Gültekin ve Can Uğur on bir ay yirmişer gün hapis cezasına çarptırıldı. Savunmalarında “Hırsız ve katil” sözlerinin Erdoğan’ın şahsına hakaret kastı olmadığını, politik bir eleştiri olduğunu söyleyen üç gazetecinin cezası ertelendi.[246][247]
    New York Times gazetesi, Türkiye için başkanlık sistemi önerirken Hitler Almanyası’nı örnek göstermesi üzerine “Sayın Erdoğan başka bir çizgiyi daha aştı” başlıklı bir başyazı yayınladı.[248]
    CHP Milletvekili Murat Emir, Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları nedeniyle son üç Cumhurbaşkanı’na ilişkin bir karşılaştırma yaptı. Emir’in araştırmasına göre Recep T a y y i p Erdoğan ilk bir buçuk yılda 1300’ün üzerinde kişiye dava açtı.[249]
    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 35. Cumhuriyet Halk Partisi Olağan Kurultayı’nda Erdoğan’ı Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu’nun “Kendi düşüncelerini açıklayan akademisyenler tek tek gözaltına alındı. Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla tek tek gözaltına alınıyor.” demesi üzerine AK Partili konuklar kurultayı terk etti.[250]
    Kuzey Almanya Radyo Televizyon Kuruluşu’nda (NDR) yayınlanan ‘extra 3’ adlı mizah programında 17 Mart’ta, Erdoğan’ın basın özgürlüğü ve insan hakları konularındaki tutumunun hicvedildiği ‘Erdowi, Erdowo, Erdoğan’ adlı bir şarkı yayımlandı. Bu konuda Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak programın silinmesi talebi iletildi.[251] Yapımcı bu talebi geri çevirerek şarkıyı Türkçe ve İngilizce alt yazılı olarak programın YouTube sayfasına “İş basın özgürlüğüne ve insan haklarına gelince Türkiye cumhurbaşkanı oldukça yaratıcı davranışlar sergiliyor. Yani diplomatik bir tabirle söylemek gerekirse. Ama bu işler bizde farklı yürüyor. İşte İstanbul için şarkımız.” notuyla paylaştı.[252][253]
    NDR’de yayımlanan şarkıya gösterilen tepkiyi aşırı bulduğunu söyleyen komedyen Jan Böhmermann, ZDF’deki programında bir “Sövgü şiir (Schmähgedicht) okudu. Kanal, yayın ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle programı yayından kaldırdı. Metnin bilinçli olarak hakaret amacıyla yazıldığını söyleyen Angela Merkel Böhmermann’ı eleştirdi ve yabancı devlet adamlarına hakaret kapsamında yargılanması yolunun açık olduğunu belirtti.[254] Böhmermann, Başbakanlık Dairesi Başkanı Peter Altmaier’a Twitter üzerinden yolladığı mesajda, ‘hiciv sınırlarının yoklanmasına izin verilen, bunun istendiği ve toplumsal tartışma unsuru yapıldığı bir ülkede yaşamak istediğini‘ belirterek, ‘kendi durumum için yardım değil, tartışmalı da olsa sanatsal girişimim ve konumumun dikkate alınmasını istiyorum‘ dedi.[255] Şiirin hiciv mi, hakaret mi olduğu yönünde tartışmalar yaşandı.[256] Birçok basın organı ve mizahçı desteğini belirtti.[257] İngiltere’de yayımlanan haftalık The Spectator dergisi yazarlarından Douglas Murray olayı protesto etmek için “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret şiiri yarışması” düzenledi.[258] Adalet Bakanı Thomas Kutschaty yargılanma yolunun açılmasına itiraz etti.[259] Konuyla alakalı Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin verdiği ilk kararda şiir prensipte mizah olarak değerlendirildi fakat şiirin büyük bir kısmının yayınlanması yasaklandı. Ayrıca şiirde Erdoğan’a yönelik ifade özgürlüğü eleştirileri ise yasalara uygun buldu.[260]
    Almanya Federal Meclisi’nin Ermeni Kırımı ile ilgili teklifi onamasının ardından Erdoğan’ın Almanya Federal Meclisinde bulunan Türk vekiller hakkında “Birileri de diyor ki güya Türk… Ne Türk’ü be… Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım.”[261] ifadeleri, Cem Özdemir tarafından “çağ dışı” olarak, Alman Meclisi tarafından “demokrasimize açık bir saldırı” ve Selahattin Demirtaş tarafından da ırkçı bir söylem olarak nitelendirilmiş ve eleştirilmiştir.[262][263][264][265][266] Cem Özdemir, Erdoğan’ın kendisine ilişkin açıklamalarına “Almanya Meclisi herhangi bir otoriter liderin keyfine göre kararlar almak zorunda değil.” ifadelerini de kullanmıştır.[267]
    HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan’ın Osmangazi Köprüsü’nün açılış törenine katılması üzerine “Atatürk Havalimanı’nda insanların cenazesi daha morgda iken bu zatlar köprü açılısında balon uçuruyordu.” diyerek eleştirmiştir.[268][269]
    The New York Times gazetesinde Ağustos 2018’de yayınlanan Peter Goodman imzalı makalede Erdoğan’ın 10 yıl önce bölge için “olası demokrasi feneri” olma umudunu verdiğini, ancak Erdoğan’ın tüm iktidarı elinde toplaması ve muhalefete karşı acımasız baskıyı başlatmasıyla bu umudun tamamen yok olduğunu kaydetti. Makalede; Erdoğan Avrupa Birliği’ne girmek için kendini reformlara hazır ılımlı Müslüman lider olarak gösterdi ve Türkiye’nin hoşgörü ve hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir liberal toplum hâline geldiğine dair algılara hitap ettiği, ancak üstün yetkileri elinde toplamaya başlamasından ve 15 Temmuz darbe girişimi’nden sonra muhalefete baskı yapmaya başladıktan sonra bu misyonunu yitirdiği belirtildi. Ayrıca ekonomiyi “patronaj ağına” benzer bir yolla yönetmeye başladığı ve yakın çevresi tarafından kontrol edilen şirketlere dolar üzerinden krediler dağıtarak borç üzerinden ekonomik büyüme elde etmeye çalıştığını, buna karşın Türk lirası’nın serbest düşüşe geçmesiyle ekonomik sorunların ortaya çıktığını yazdı.[270]
    Erdoğan, Marmaris’te orman yangınları sürerken konuyla ilgili açıklamalarda bulunmasının ardından vatandaşlara otobüsün üzerinden çay paketleri fırlatmıştır.

Erdoğan’ın bu hareketine muhalefet ve halk tepki gösterdi.[271][272][273][274][275][276][277][278] Erdoğan daha önce de 23 Temmuz 2021’de sel felaketinin yaşandığı Rize’ye giderek incelemelerde bulunmuştu. Daha sonra burada halka hitap eden Erdoğan, otobüsün üzerinden vatandaşlara çay paketleri fırlatmıştı.[279]

Ödüller

Ana madde: Recep T a y y i p Erdoğan’ın aldığı ödüller listesi
Kurdele Ödül ya da nişan Ülke, Kurum ya da Teşkilat Tarih Şehir Not Kaynak
Altın Plaka Ödülü Academy of Achievement.png Başarı Akademisi 13 Haziran 2004 Washington, D.C. Geleneksel olarak verilen bu ödül, aktör James Earl Jones tarafından tevcih edilmiştir. [280]
Yılın Avrupalısı Ödülü European Voice.png European Voice 3 Ekim 2004 Berlin Batı ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine dönük çabalarından dolayı Almanya şansölyesi Gerhard Schröder tarafından tevcih edilmiştir. [281][282]
Avrupa Kurumlar Ödülü LMED.png Akdeniz Laboratuvarı Vakfı 2 Eylül 2005 Napoli Bu ödül İtalya’daki Akdeniz Laboratuvarı Vakfı tarafından tevcih edilmiştir. [283]
Ttrmdl.jpg Tatar Madalyası Rusya 1 Haziran 2006 Ankara Rusya Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı’dır. [284][285]
Karadeniz Ülkelerinde Yılın Reformcusu Ödülü CECLUB.jpg Hazar Enerji Entegrasyonu 8 Ağustos 2006 Bakü Türkiye ekonomisinin AB entegrasyonunda gösterdiği çalışmalar nedeni ile tevcih edilmiştir. [286]
Trkkzly.png Üstün İnsani Hizmet Nişanı Flag of the Red Crescent reverse.svgTürk Kızılay 1 Kasım 2006 Ankara Türk Kızılay tarafından verilen nişandır. [287]
Kültürler Arası Diyaloğu Himaye Ödülü Tatarstan flag.png Tataristan 2 Şubat 2007 İstanbul Tataristan cumhurbaşkanı Mintimer Şeymiyev tarafından tevcih edilmiştir. [288]
Kristal Hermes Ödülü Almanya 15 Nisan 2007 Hannover Almanya şansölyesi Angela Merkel tarafından tevcih edilmiştir. [289]
En Başarılı Lider Ödülü İmedya.png İmedya 14 Haziran 2007 İstanbul İmedya’nın geleneksel ödülüdür. [290]
Royal Order of Agricultural Merit (Cambodia) Commander.gif Agricola Madalyası FAO logo.svg Gıda ve Tarım Örgütü 11 Temmuz 2007 Ankara Türkiye’nin ve dünyanın tarımsal ve sosyal kalkınmasına katkıları bakımından tevcih edilmiştir. [291]
Köprüleri İnşa Etmek Ödülü AMSS.jpg Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği 15 Ocak 2008 Madrid İngiltere Merkezli Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği tarafından tevcih edilmiştir. [292]
İbn-i Sina Ödülü Almanya 11 Mayıs 2009 Frankfurt İlk İbn-i Sina (Avicenna) Ödülü, 2005 yılında Türkiye ve İspanya başbakanları tarafından Birleşmiş Milletler himayesinde kurulan Medeniyetler İttifakı’na verilmiştir. [293]
Barış, Özgürlük ve Demokrasi Ödülü CMFRM.png Crans Montana Forumu 9 Haziran 2009 Brüksel Merkezi Monako’da bulunan Crans Montana Forumu’nun 1989’dan bu yana her yıl verdiği ödüldür. [294]
Ord.Nishan-i-Pakistan.ribbon.gif Nişan-ı Pakistan Pakistan 26 Ekim 2009 İslamabad Pakistan Hükûmeti tarafından verilen en yüksek dereceli sivil nişandır. [295][296]
İslam’a Hizmet Ödülü King Faisal Foundation.jpg Kral Faysal Fonu 12 Ocak 2010 Riyad Arap dünyasının Nobel’i olarak bilinen bu ödül ilk kez 1979 yılında verilmeye başlandı. [297]
Kültürler Arasındaki Bağ Ödülü Bandera de España.svg NODO Vakfı 23 Şubat 2010 Sevilla Medeniyetler İttifakı projesinin harekete geçirilmesinde üstlendiği önemli rolü nedeniyle tevcih edilmiştir. [298]
Hariri Ödülü BMHABITAT.jpg BM-HABITAT ve Refik Hariri Vakfı 23 Mart 2010 Rio de Janeiro Vakıf tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasındaki başarılarından ötürü liderlik, devlet adamlığı ve iyi yönetim’ konularında verilmiştir. [299]
GEO Golden Fleece Order BAR.svg Altın Post Nişanı Gürcistan 17 Mayıs 2010 Gürcistan Gürcistan Hükûmeti tarafından verilen bir onur ödülüdür. [300]
FIESPx.jpg FIESP Nişanı Logo-Fiesp.jpg FIESP 27 Mayıs 2010 São Paulo Sao Paulo Sanayi Federasyonu (FIESP) tarafından verilir. [301]
Sigara ile Küresel Mücadele Özel Ödülü Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü 28 Mayıs 2010 Antalya Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından tevcih edilmiştir. [302]
Dünya Aile Ödülü WFORG.png Dünya Aile Örgütü 29 Haziran 2010 New York Dünya Aile Örgütü’nün 2010 özel ödülüdür. [303]
206px ribbon bar of the Presidential Medal of Merit (Kosovo).svg Kosova Bağımsızlık Madalyası Kosova 4 Kasım 2010 Priştine Kosova’nın en yüksek Devlet Nişanı’dır. [304]
Yılın Lideri Ödülü Union of Arab Banks.jpg Arap Bankalar Birliği 25 Kasım 2010 Beyrut Arap Bankalar Birliği Başkanı Adnan Yunus tarafından tevcih edilmiştir. [305]
İslam Dünyası Mümtaz Şahsiyet Ödülü Kuwait flag 300.png Şeyh Fahad Al-Ahmad Uluslararası Hayır İşleri Ödülü Kurulu 10 Ocak 2011 Kuveyt (şehir) Kuveyt ziyareti sırasında tevcih edilmiştir. [306]
KRG Order Danaker.png Danaker Nişanı Kırgızistan 2 Şubat 2011 Bishkek Kırgızistan Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı’dır. [307][308]
En Başarılı Lider Ödülü İmedya.png İmedya 21 Mart 2011 İstanbul İmedya’nın geleneksel ödülüdür. [309]
Filistin Uluslararası Mükemmellik ve Yaratıcılık Ödülü Filistin 25 Ekim 2011 Ankara Filistin Devleti halkına ve davasına verdiği destekten dolayı verilmiştir. [310]
Altın Heykel Ödülü Business Centre Club (BCC).png Business Centre Club 21 Ocak 2012 Varşova Ekonomik büyümenin önündeki engelleri sistematik olarak kaldırma, demokrasi ve serbest piyasa ilişkileri kurma çabası nedeniyle tevcih edilmiştir. [311]
10 Yılın Şahsiyeti Ödülü IFIMES.png IFIMES 25 Mart 2012 Bled Uluslararası Ortadoğu ve Balkanlar Araştırma Enstitüsü (IFIMES) tarafından tevcih edilmiştir. [312]
Ord.GoldenEagle-ribbon.gif Altın Kartal Nişanı Kazakistan 11 Ekim 2012 Ankara Altın Kartal Nişanı, Kazakistan Cumhuriyeti’nin en yüksek Devlet Nişanı’dır. [313]
Order of the Federal Republic (civil) – Nigeria – ribbon bar.gif Nijer Federal Cumhuriyet Nişanı Nijer 9 Ocak 2013 Abuja Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf tarafından tevcih edilmiştir. [314]
AZ Heydar Aliyev Order ribbon.png Haydar Aliyev Nişanı Azerbaycan 3 Eylül 2014 Bakü Haydar Aliyev Nişanı, Azerbaycan’ın en yüksek nişanıdır. [315][316]
Ghazi Amanullah Khan Medal (Afghanistan) – ribbon bar.png Amir Amanullah Han Nişanı Afganistan 18 Ekim 2014 Kâbil Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani tarafından tevcih edilmiştir. [317]
Order of the Somali Star (Somalia) – ribbon bar.gif Somali Yıldızı Nişanı Somali 25 Ocak 2015 Mogadişu Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud tarafından tevcih edilmiştir. [318]
ALB National Flag Order.png Ulusal Bayrak Nişanı Arnavutluk 13 Mayıs 2015 Tiran, Arnavutluk Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani tarafından tevcih edilmiştir. [319]
Grand Crest Ordre de Leopold.png Leopold Nişanı Belçika 5 Ekim 2015 Brüksel Leopold Nişanı, adını ilk Belçika Kralı I. Léopold’dan almıştır. [320][321]
Cote d’Ivoire Ordre national GC ribbon.svg Fildişi Sahili Ulusal Nişanı Fildişi Sahili 29 Şubat 2016 Abidjan Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara tarafından tevcih edilmiştir. [322]
National Order of Merit – Grand Cross (Guinea).png Ulusal Liyakat Nişanı Gine 3 Mart 2016 Konakri Gine Devlet Başkanı Alpha Condé tarafından tevcih edilmiştir. [323]
MDG National Order – Grand Cross 1st Class BAR.png Madagaskar Devlet Yüksek Nişanı Madagaskar 25 Ocak 2017 Antananarivo Madagaskar’ın en önemli ve en yüksek dereceli nişandır. [324][325]
Order of Sheikh Isa ibn Salman Al Khalifa.gif Şeyh Isa bin Salman El Halife Nişanı Bahreyn 12 Şubat 2017 Manama Bahreyn Kral’ı Hamed bin İsa el-Halife tarafından tevcih edilmiştir. [326]
Order of Mubarak the Great (Kuwait) – ribbon bar.gif Büyük Mübarek Nişanı Kuveyt 21 Mart 2017 Ankara Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah tarafından tevcih edilmiştir. [327]
Order of the Republic (Sudan) – ribbon bar.png Sudan Yüksek Nişanı Sudan 24 Aralık 2017 Hartum Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir tarafından tevcih edilmiştir. [328]
Order of the Republic (Tunisia) – ribbon bar.gif Tunus Devlet Nişanı Tunus 27 Aralık 2017 Tunus (şehir) Tunus Cumhurbaşkanı El-Beci Kaid es-Sibsi tarafından tevcih edilmiştir. [329]
SEN Order of the Lion – Grand Cross BAR.png Ulusal Aslan Nişanı Senegal 1 Mart 2018 Dakar Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall tarafından tevcih edilmiştir. [330]
Mali Ordre national du Mali GC ribbon.svg Mali Ulusal Nişanı Mali 2 Mart 2018 Bamako Mali Cumhurbaşkanı Ibrahim Boubacar Keïta tarafından tevcih edilmiştir. [331]
Orden of Republic (Moldova) BAR.svg Gagavuz Yeri Nişanı Gagavuzya 17 Ekim 2018 Gagavuzya Gagavuz Özerk Bölgesi Başkanı Irina Vlah tarafından tevcih edilmiştir. [332]
MD Orden of Republicl Rib.png Moldova Cumhuriyet Nişanı Moldova 18 Ekim 2018 Kişinev Moldova Cumhurbaşkanı Igor Dodon tarafından tevcih edilmiştir. [333]
National Order of Merit (Paraguay) – ribbon bar.png Paraguay Devlet Nişanı Paraguay 2 Aralık 2018 Asunción Paraguay Devlet Başkanı Mario Abdo Benítez tarafından tevcih edilmiştir. [334]
VEN Order of the Liberator – Knight BAR.png El Libertador Nişanı Venezuela 3 Aralık 2018 Caracas Venezuela Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı’dır. [335][336]
Order of Prince Yaroslav the Wise 1st 2nd and 3rd Class of Ukraine.png Bilge Prens Yaroslav Nişanı Ukrayna 16 Ekim 2020 İstanbul Ukrayna Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı’dır. [307][337]
Trkmnstn.jpg Türkmenistan Devlet İş Birliği Nişanı Türkmenistan 27 Kasım 2021 Aşkabat Türkmenistan Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı’dır. [338][339]
MY Darjah Utama Seri Mahkota Negara (Crown of the Realm) – DMN.svg Diyarın Tacı Nişanı Malezya 16 Ağustos 2022 Ankara II. Abdullah (Malezya kralı) tarafından tevcih edilmiştir. [340]
Order Dostik 1kl rib.png Kazakistan Dostluk Nişanı Kazakistan 12 Ekim 2022 Astana Kazakistan Cumhurbaşkanı tarafından verilen 1. derece Devlet Nişanı’dır. [341][342]
Ykskdzylimambhrnsni.png Yüksek Düzeyli İmam Buhari Nişanı Özbekistan 10 Kasım 2022 Semerkant Özbekistan Cumhurbaşkanı tarafından verilen yüksek düzeyli Devlet Nişanı’dır. [343]
Supreme Order of Turkic World ribbon bar.svg Türk Dünyası Ali Nişanı Türk Devletleri Teşkilatı 11 Kasım 2022 Semerkant Türk Devletleri Teşkilatı tarafından verilir. [344]

Özel hayatı

4 Temmuz 1978 günü verdiği bir konferansta tanıştığı 1955 doğumlu Emine Gülbaran ile evlenmiştir. Emine Erdoğan ile Recep T a y y i p Erdoğan’ın Ahmet Burak ve Necmettin Bilal isminde iki oğlu, Esra ve Sümeyye isminde iki kızı bulunmaktadır. Mustafa isminde bir erkek kardeşi vardır. Vesile ismindeki kız kardeşi, Ziya İlgen ile evlidir. Damatları, Esra Erdoğan ile evli Berat Albayrak ve Sümeyye Erdoğan ile evli Selçuk Bayraktar’dır. Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Hazine ve Maliye Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Popüler Kültürde Recep T a y y i p Erdoğan

    Kurtlar Vadisi Gladio filminde Rafet Özdemir tarafından canlandırılmıştır.
    Reis filminde hayatı konu alınmıştır. Reha Beyoğlu, Işık Yıldız ve Batuhan Işık Gürel tarafından canlandırılmıştır.
    Sevda Kuşun Kanadında dizisinin bir bölümünde gözükmüş, Emrah Mazı tarafından canlandırılmıştır.
    Kod Adı: K.O.Z filminde Cem Kurtoğlu tarafından canlandırılmıştır.
    TRT 1’deki “Pelin Çift ile Gündem Ötesi” programında, Spectral isimli Hollywood filminin 1 saat 36 dakika 20. saniyesinde ABD ordusu’nun düşmanı yok ettiği sahnede subliminal biçimde Recep T a y y i p Erdoğan’ın yüzünün gösterildiği iddia edilmiştir.
    Papa Francis: Sözünün Adamı belgeselinde bir sahnede gösterilmiştir.
    Time Dergisi 28 Kasım 2011 sayısı kapağında üzerinde “Erdoğan’ın Yolu” yazısıyla yer almıştır.

Kaynak ve Dipnotlar

Wikipedia